Sağlık sektörü, deyim yerindeyse “hasta”. En hayati sorun:
Kanser ilaçlarına erişim sıkıntısı. Firmalar ilaç saklıyor. İthal
ilaçtaki temel sorun, döviz kurunun sabitlenmesinde.
“Ölümcül karaborsa” başlığıyla Cumhuriyet’in manşetinde dün
duyurulan Sibel Bahçetepe imzalı haberde çarpıcı
bir bilgi vardı. İstanbul ile İzmir Tabip odaları yöneticileri
hekimlerin verdiği bilgiye göre referans ilaç fiyatı, Avro 4 TL
olmasına karşın 2 TL olarak hesaplanıyordu.
Sağlık sektörünün hastalıkları, ilaçla sınırlı değil.
Tıbbi cihaz ve sarf malzemesi alımlarında ciddi sorunlar var.
Sektör şimdi 880 hastanenin ihtiyaçlarını merkezi yöntemle
karşılayacağı açıklanan “Sağlık Market”i tartışıyor. Yeni sistemde
tıbbi cihaz ve sarf malzemesi alımları merkezi yapılacak.
Bu amaçla Bakanlık, Devlet Malzeme Ofisi (DMO) ile protokol
imzaladı. DMO, ürünleri markete koyacak. Devlet hastanesi
başhekimlerine kota ayrılacak. Her başhekim kotalar üzerinden
internetten alım yapacak. Başhekimliklerin, internet üzerinden
alacağı tıbbi cihaz veya malzemeler, hastanelere bir günde PTT
Kargo ile ulaştırılacak.
İlk bakışta kamu yararını gözeten ideal bir sistem gibi görünüyor.
Fakat sektör temsilcileri böyle düşünmüyor. Bana ulaşan çok sayıda
iletiden itirazları derleyerek özetliyorum:
Sektör ne diyor?
-Üniversite hastanelerinin birçoğu zararda. Sağlık Uygulama
Tebliği’ndeki (SUT) fiyatlara 10 yıldır dokunulmadığı için SGK’den
gelen geri ödemeler de 10 yıl öncesinin tarifesiyle yapılıyor.
-Medikal firmalarına milyarlarca lira düzeyinde borçlar birikti.
Gelirler giderleri karşılamıyor.
-...