‘Paydaş’ diye bir sözcük AKP rejiminde
giderek sık kullanılıyor.
Biraz “yoldaş” sözcüğünü hatırlatıyor ama
sadece ses olarak.
Dilimize 2001 ekonomik krizi sonrası IMF ve Dünya Bankası
“reformları”yla yerleşti paydaş. Aslında bu
nedenle de yoldaşın anlamına tamamen zıt.
Paydaş bir tür parola gibi. Bu kelimeyi duyduğunuz yerde, şirket
çıkarlarının çaktırmadan kollandığı önemli bir kamu hizmeti ve
buradan dağılan/dağıtılan ciddi büyüklükte bir bütçe kaynağı
olduğundan emin olabilirsiniz.
Niye böyle bir giriş yaptım? Çünkü McKinsey’nin “analiz ve
uzmanlık” desteğiyle hazırlanmış “Türkiye Sağlık
Sektörüne Bakış” kitapçığı bu kelimeyle başlıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nce hazırlanmış Aralık 2017
tarihli kitapçığın girişi:
“Bu rapor, sektörün önde gelen isimlerinin yanı sıra
McKinsey & Company gibi danışmanlık şirketlerinin analiz ve
uzmanlık destekleriyle TOBB Sağlık Kurumları Meclisi
tarafından hazırlanmış ve yayımlanmıştır. TOBB Sağlık
Kurumları Meclisi, özel sağlık hizmet sağlayıcılarının ve
düzenleyici makamların yöneticilerinden oluşmaktadır. Meclis,
bu raporun tüm sektör paydaşları ve ilgili taraflar için faydalı
olacağını ummaktadır.” PİYASA ODAKLI
HEDEFLER Çok sayıda grafik ve rakamın yer aldığı kapsamlı
bir çalışma. Kâr odaklı bir yaklaşımla hazırlanmış raporun ilk
hedefi, tabii ki halk sağlığı değil:
“Uyumlu bir dizi veri ve analizle birlikte tüm sektör
paydaşları için ortak bir tartışma.”
Rapor, özel sağlık
hizmetlerindeki büyük artış ve pazar payındaki gelişmelerden söz
ederek bitiyor. Bol bol şehir hastanesi güzellemesi cabası.
McKinsey’ye Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi içinde biçilen yeni
rol, şirketin Ankara bürokrasisindeki köklü tarihini hatırlama
fırsatı verdi. Kamu yönetiminde McKinsey’ye “Gel, biraz da
şuraya bak”...