24 Haziran seçimlerinin sağlıklı
değerlendirmesi henüz yapılmamışken yerel seçim üzerine
“hazırız”, “şurası kaybedilir, şurası kazanılır” gibi
açıklamaların, seçmen nezdinde heyecan verici olduğunu düşünen kim
varsa, yanılıyor.
İnsanlar -umutsuz değillerse bile- zihnen
yorgun.
İnsanlar kırgın; oylarına sahip çıkılmadığını
düşünüyor.
İnsanlar samimi bir özeleştiri dinlemek
istiyor.
Bunları bir haftadır gelen mesaj, mail ve
telefonlardan anlıyorum.
***
Yeri gelmişken belirtmeliyim:
Tıpkı sizler gibi ben de bu denli üst üste
siyaset yazısı yazmaya alışkın değilim.
Fakat 24 Haziran günü, CHP ile Muharrem
İnce’ye oy vermiş okurlardan ulaşan iletiler, bu dosyanın
zihinlerde hâlâ açık olduğunu gösterdiği için sürdürme ihtiyacı
duyuyorum.
CHP’nin seçmen profilinin sorgulayıcı nitelik
taşıması dolayısıyla bu iletilerin de doğal olduğu söylenebilir.
Yine de gazetecilik ilkesi fikri takip gereği, bazı önemli
iletileri seçip paylaşmanın yararlı olacağını
düşüncesindeyim.
***
Pazar günkü yazımda bir okur mektubuna yer
vermiştim.
Okurum O.K., asıl önemli
olanın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kaç
oy farkla birinci turda kazandığı bilgisi olduğunu bunun da küçük
bir rakam olduğunu vurgulamıştı. Bir de formül vermişti:
“Geçerli oy ikiye bölünür, Erdoğan’ın
aldığı oydan çıkarılır. Fark budur.”
İletinin sonuna, geçerli sonuçlar üzerinden bu
hesabın bizi hangi rakama ulaştırdığını da eklemiştim: 1 milyon 295
bin 564.
Okurum L.Ö. yazımı tamamlar
nitelikte, kısacık ama çarpıcı öyle bir mail yollamış ki
paylaşmadan olmaz:
“Sayın
Toker, bugünkü yazınızdaki 1 milyon
295 bin 564 rakamını da ikiye bölüp 1 ekleyin.
Yani 647.784 oy pesine düşülecekti. Bu bile
yapılmadı! Saygılarımla.”
***