Seçime iki gün kaldı.
Erken seçim kararındaki söylenmeyen sebebin, bozulan ekonomi
olduğunu hatırdan çıkarmayalım. Kararın seçim mevzuatında yapılan
değişiklikten hemen sonra gelmesinin rastlantı olamayacağını da.
Türkiye’yi 16 yıldır yöneten Erdoğan AKP’si,
mevcut ortamda ekonomiyi bir buçuk yıl daha taşıma yeterlik ve
kapasitesini yitirmiştir. Bu nedenle iktidar, erken seçim kararının
değiştireceği atmosfer ve dinamiklerden yararlanarak ömür uzatmayı
umdu.
Yakın siyasi tarihin en gizemli vakası olan
Bahçeli’nin ani tutum değişikliğiyle inşa edilen
Cumhur İttifakı, şimdi halktan beş yıl ile birlikte parlamento
çoğunluğu üzerinden kuracağı başkanlığı istiyor. Susturulan, satın
alınan, hizalanan medya ve iktidar gücüne dayanarak bütçe
olanaklarının kullanılmasına rağmen seçim meydanları farklı bir
dinamizme işaret ediyor.
‘Hobson seçimi’
24 Haziran, demokrasiye inananlar için, hak ihlallerinin sona
erdirilmesi, hukuk devletine, parlamenter sisteme dönüş, eğitimin
gerici karanlıktan kurtarılması bakımından önemli. Bu yaklaşım
içinde kaçınılmaz olarak; yıllardır yağmalanan kamu kaynaklarındaki
talanı durdurma, yolsuzlukların hukuk dairesinde tespit ve takibi
de yer alıyor.
Fakat aynı 24 Haziran, ülkeleri “yurt” değil “pazar” olarak gören
yabancı yatırımcılar için bambaşka bir anlam ifade ediyor.
Bloomberg’in Türkiye’yle ilgili dün yayımlanan güncel analizi, bir
ülkeye “yurt” olarak bakmak ile “pazar” olarak bakmak arasındaki
derin farkı gayet iyi anlatıyor.
Analiz, Türk Lirası’nın, Erdoğan hükümetlerinin ülkeyi yönettiği 15
yıl boyunca, ilk kez bir seçim öncesinde bu kadar değer kaybına
uğradığı tespitiyle baş...