Doğan Medya’nın Demirören Grubu’na satış
operasyonunun pek çok ciddi unsur ve sonucu
mevcut.
Bunlardan biri gazetecilik bakımından fazla hazin.
Ülke tarihinin en sarsıcı el değiştirmelerinden
biri gerçekleşiyor.
Bu el değiştirmenin iki tarafı da medya ile
iştigal ediyor.
Fakat bu tarihsel gelişme, iki grubun o
günlerde basılan yüzlerce sayfasından birinin bir köşesinde dahi
5N1K kurallarına uygun biçimde
haberleşemiyor.
Gazetecilik zamanlarında, şefin “Perde
arkasına bakalım” diye muhabirin
ensesinde boza pişireceği tipteki bu olayda, temel unsurlar saklı
kalıyor.
Satışın gerçek nedeni, zamanlaması, satışın
finansmanı gibi temel unsurlar, iki grubun dışındaki mecralarda
çalışan gazetecilerin mesaisiyle günışığına çıkabiliyor.
Halkın haber alma hakkına uygun biçimde asgari
unsurlarıyla haberleştirmek gibi bir sorumluluğun duyulduğunu
görmek kuşkusuz iyi.
Fakat son gün dahi kendi haberini yazamayan bir
medyanın korkusu hiçbir şeye benzemiyor.
Sonrası Allah kerim değil
mi?
Doğan Medya’nın satılacağını, satışın Ziraat
Bankası kredisiyle yapılacağını ilk T24’te okuduk.
Önceki akşam da Odatv, iki yıl ödemesiz 700
milyon dolar kredi kullandırıldığını yazdı.
Nihayet dün yine T24’te tutarın 675 milyon
dolar, iki yıl ödemesiz ve düşük faizli olduğunu
öğrendik.
Siz maaşlı çalışanlar; geçen sene kullandığınız
3 bin liralık bireysel kredi taksiti ödeme korkusunu, biraz
gecikirseniz şubeden gelecek telefonu, sıradan vatandaş olarak
bozulacak kredi sicil notunuzu düşünedurun daha.
Alıcı Demirören, 675 milyon dolar için Ziraat’e
iki yıl boyunca tek kuruş ödemeyecek.
Yeter ki 2019’a kadar geçecek sürede AKP
iktidarını eleştiren bir haber eksik olsun, yanlış icraatı
nedeniyle bir bakana canlı yayında soru sorulmasın.
İktidarın yedi yirmi dört
övülmesinin sevabının yanında kamu
bankasının zarara uğratılmasının ne
önemi olabilir.
Unutmadan: İki yıl ödemesiz demek, ilk ödemenin
2020’de başlaması demek.
2020’de başlaması ise seçimler sonrası
demek...
Gerisi Allah kerim.
Sayıştay raporundaki
tesadüf
Sayıştay’ın Ziraat Bankası 2016 raporundan bir
veri. Kısaca TOA diye anılan Tasfiye Olunacak Alacak hesaplarında
yer alan ticari kredilere dair.
Raporda, diğer kredi türlerine kıyasla, ticari
kredilerin takibe intikal etme oranının çok daha yüksek olduğu
vurgulanıyor.
Açalım: Bireysel kredilerin
yüzde 1.2’si, tarımsal kredilerin yüzde 1.4’ü takibe intikal
ederken, ticari kredilerin yüzde 2.2’si takibe intikal
etmiş.
Türkçesi, sade vatandaş ve çiftçi, borcuna
şirketlere kıyasla daha sadık.
Raporun bu bölümünde Banka’nın TOA hesaplarında
yer alan ticari krediler için 2.8 milyar TL karşılık ayırdığı
belirtilmiş. İlginçtir, bu tutar Doğan Yayıncılık’ı satın almak
için Demirören’e Ziraat Bankası’ndan kullandırılan kredinin TL
karşılığına yakın.
BDDK, RK ne
diyor?
Şu ana kadar bu büyüklükteki bir ticari/hukuki
operasyonun tarafları konumundaki kurumlardan tek açıklama duydunuz
mu?
Mesela BDDK “Bu devir bankacılık
kural ve teamüllerine tamamen uygundur”
diyebilir mi?
Bu kredinin türü
nedir?
Rekabet Kurulu “Bu devirde rekabet
hukuku mevzuatı açısından hiçbir sorun yoktur.
Kimse hâkim durumunu kötüye kullanmamaktadır,
gelecekte de kullanmayacaktır” mı
demektedir?
Sabah-atv TMSF üzerinden satılırken Hürriyet
gazetesinde muhabirdim. Vakıfbank ile Halkbank’tan 375’er milyon
dolar olmak üzere toplam 750 milyon dolar krediyle satın aldırtılan
Sabah-atv devrinden sonra bir tartışma çıktı.
Bankacılık teamülleri açısından bu kredi ne
için verilmişti? Proje kredisi mi işletme kredisi miydi?
Şimdi aynı soru Doğan Medya Grubu’nun satışında
kullandırılan kredi için de sorulabilir. Bu kredi bankacılık usul
ve teamüllerine uygun mudur? Niteliği itibarıyla ne kredisidir?
Proje veya işletme?
Ziraat Bankası’nın baktığı kriterler
nelerdir?