Gazete görünümlü parti bültenleri, dün “büyük
atlamıştı”.
Onlar “dahi”, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın taktik
hamlesine hazırlıksız yakalandı. Erdoğan’ın, Anadolu Ajansı’na gece
yarısı yaptığı açıklama baskıya yetişememişti. Birinci sayfalar en
son Bakanlar Kurulu çıkışında Numan
Kurtulmuş’un sözlerinde kalmış: “Geri adım yok.”
Elbette, biata endeksli, maaşlarını korumak için karakter suikastı
hedefleyen, yalan haberden tazminata mahkûm olanların, gülünç
duruma düşmek gibi bir derdi de olamaz.
Ama galiba, kör kör parmağım gözüne gafil avlanmayı, onlar bile
tercih etmezdi.
Geçmiş olmasın tabii. Zaten sorunumuz da bu değil.
***
Bizim, yani kız çocuklarının cinsel istismarını dert edenler
için asıl mesele, tehlikenin geçmemiş olması.
Hemen belirtmeli ki, başka bir tercih imkânsızdı; iktidar,
Erdoğan’ın pragmatist kritik hamlesinin sabahında, malum yasa
teklifinde frene bastı.
Bu, önemli bir kazanımdır. Ancak yapılanı, geri adım atmak değil,
“pause” tuşuna basmak olarak değerlendiriyorum. Adalet
Bakanı Bekir Bozdağ’ın “konunun kapandığını”
söylemesine rağmen üstelik.
Bozdağ’ın ifadesi, teklifin Komisyon’a çekildiğini açıklayan
Başbakan Binali Yıldırım’ın sözünden daha
ilerideki bir durumu yansıtıyor.
Ancak bu net ifadeye karşın, AA ve TRT dilinde “erken evlilik”
haline dönüşen cinsel istismarcılara af düzenlemesi, “uygun bir
fırsat” için bekletilecektir.
Bu kuşku için, yeterli yakın tarih bilgisine sahibiz.
***
Belediyelere kayyım düzenlemesini hatırlayalım. TBMM tatile
girmeden “torba kanun”la getirilen belediyelere kayyım düzenlemesi,
itirazlar yoğun tartışmalar üzerine, sözüm ona mutabakatla torbadan
çıkarılmıştı.
Ne yaptı AKP? Sahte bir uzlaşı havası yayarak muhalefetin tepkisini
yatıştırdı. Dahası, bu uzlaşının sahteliğini, dört partinin ortak
önergesine dönüştürerek pekiştirdi bile.