Çiğdem Toker Cumhuriyet Gazetesi

‘Turkuvaz halı’yı kim nasıl serecek?

Kabine açıklandığı anda, haftalardır duyup okuduğumuz güçlü bir kulis haberi de çöktü: Başbakanlık makamının fiilen kaldırılıp “şeflik”e...

25 Mayıs 2016 | 204 okunma

Kabine açıklandığı anda, haftalardır duyup okuduğumuz güçlü bir kulis haberi de çöktü:
Başbakanlık makamının fiilen kaldırılıp “şeflik”e dönüştürüldüğü yeni hükümette, ekonomi Berat Albayrak’a bağlanacaktı.
Mehmet Şimşek mi? Gidiciydi o (!)
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın damadı ve mevcut Enerji Bakanı Berat Albayrak da korudu yerini; “gidici” olduğu söylenen Şimşek de.
Peki neden?
Tek motivasyonu, kendi çıkarları olan piyasaların, kabine açıklandıktan sonra verdiği “olumlu” tepki, Şimşek’in kalmasına bağlandı ya.
Bu, büyük ölçüde doğru bir tahmin.

Piyasa pragmatizmi
“Kiralık işçi” yasası Meclis’ten geçtiğinde memnuniyetini açıklamış olan Şimşek, siyasete girdiğinden bu yana, uluslararası piyasaların “güvendiği” bir isim oldu hep.
O yüzden:
- Makro göstergeler kötüleşirken,
- Kırılganlık artarken,
- Reformlardan uzaklaşıldığı eleştirilerinin zirve yaptığı şu dönemde, ekonominin başına “damat”ı getirmek, Erdoğan için bile riskli hamle olacaktı.
Dolayısıyla, fiili başkanlık yolunda “damat” ile çok daha “konforlu” bir ekonomi yönetimi mümkünken, Şimşek’in kalması, aslında tek bir şeyi yansıtıyor:
Erdoğan’ın pragmatist yönünü.
(Bu tespitle birlikte değerlendirebileceğiniz bir de anekdot: Geçenlerde sohbet ettiğim bir diplomat, Dünya Bankası Türkiye Direktörü’nün, üç aydır Enerji Bakanı Albayrak’tan randevu beklediğini söyleyerek eklemişti: “Niye vermiyor anlamak mümkün değil. Bir de ekonominin başına geçerse ne olur?”)

Zeybekci tercihi
Daha ilginç bir işaretse şu:
Şimşek ile araları kötü olmasına karşın, Ekonomi Bakanlığı’na yeniden Nihat Zeybekci’nin getirilmesi de aynı pragmatizmin ürünü.
İlk bakanlık döneminde, Merkez Bankası’nın kura müdahale ederek yanlış yaptığını söyleyen Banka, enflasyon hedefini yükseltince sesini yükselten, “Merkez Bankası’ndan cesur kararlar bekliyoruz” diyerek, sürekli Merkez Bankası’nı hedef tahtasına ve kendi karşısına koyan bir isimden söz ediyoruz.
Peki, niye çelişki değil pragmatizm?
Zira Zeybekci, Merkez Bankası konusunda, arkadaşlık bağlarının gücü ve derinliği Denizli’de yıllardır bilinen ve konuşulan Erdoğan ile tastamam aynı düşünüyor. Hatta şu kadarını söyleyelim: Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, nasıl siyaseten Erdoğan’ın isteklerini harfi harfine topluma aktarıyorsa, Zeybekci de aynı aktarım fonksiyonunu ekonomi konusunda hayata geçirmekle yükümlü bir portre çizdi.

YAZININ DEVAMI

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin rüşvet karnesi 02 Kasım 2022 | 366 Okunma Merkez Bankası Hazine ve Maliye’ye mi tabi olacak? 31 Ekim 2022 | 213 Okunma KKM tartışması büyüyor 28 Ekim 2022 | 275 Okunma ‘Muhalif gazetecilere davet’ meselesi 26 Ekim 2022 | 395 Okunma ‘Kanunları kimler yapar’ 24 Ekim 2022 | 239 Okunma