Davutoğlu, hatasını saniyesinde düzeltti ama laf ağızdan çıkmıştı bir kez.
Başbakan, azınlık hükümeti yerine, gerekirse kıran kırana bir pazarlıkla, doğru dürüst bir “şirket” kurmak istiyordu.
“Şirket” ten kastı tabii ki hükümetti. Hem bunda şaşıracak ne vardı?
İlk somut sinyal Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan gelmemiş miydi?
Gözden kaçmasın: Erdoğan, Deniz Baykal ile görüşmesinde, Baykal’a “Yatırımlarınaksamaması lazım” dediğini açıkladı.
(Bu sözün önünü ardını, Erdoğan’ın hangi projeleri, müteahhitleri, kastettiğini, Baykal’ın ne yanıt verdiğini henüz biliyor değiliz.)
İş dünyasını yeterince cesaretlendiren bu sözden sonra da TÜSİAD yönetimi Ankara’ya geldi.
Patronlar, kurulacak hükümetten öncelikle “hukuk devletinin tam olarak tesisedilmesini” istiyordu.
Hukuk devletinden kastın eşitlik ve adalet olmadığı bilinse de kulağa hoş geliyor doğrusu: Hukuk devletinin tam tesisi.
Peki.
O zaman, müteahhitleri ile ortaklarının bir kısmı TÜSİAD’a üye, üç büyük projenin iş dünyasının anladığı hukukla olan güncel ilişkisini sorularla hatırlatalım:
***
1. Üç gün önce: Danıştay, 3. havalimanının yapımına olanak sağlayan ve bunun sonucu olarak yüz binlerce ağacın kesilmesiyle sonuçlanan, Bakanlar Kurulu’nun aldığı acele kamulaştırma kararını durdurdu.