Parmağın, telefon ekranı üstündeki her yukarıya doğru
hareketinde 16/18 satır geçiyor.
Her birinde görevleri, kurumlarıyla birlikte kamu görevlilerinin
isimleri.
Ekranı her itiş hareketinde, kurum kurum listeler akarken ailelerle
birlikte 60’ar, 70’er kişi, mutfak alışverişi, kredi kartı,
çocukların okul giderleri, ev kirası ilaç parası tasaları bir yumak
olmuş geçiyor.
Pazar sabahı, yakınında bir masaüstü bilgisayar bulunmayan kamu
görevlileri, 18 bin 632 kişilik listenin içinde isimlerini böyle
aradı. 17, 18.
Bakanlar Kurulu’nun tarihe karışmadan bir gün önce yaptığı son
büyük icraattan biriydi 701 sayılı OHAL KHK’si.
TBMM oturumlarında, mikrofon önünde, seçim bölgelerinde “millet
millet” diyen onca bakan, haklarında idari soruşturma ya da ceza
soruşturması olmayan binlerce insanın kamu görevinden atılmasına
-kimisi önceden hazır edilmiş-fiyakalı imzalarıyla onay verdi.
Altına imza attıkları o listenin, nefesler tutulmuş baş ya da
işaretparmağıyla ekranlar üzerinde taranacağını, ihtimal ki
düşünmeden.
Binlerce çift kısılmış gözün, her parmak hareketiyle ekrana gelen
küçük tabloda, gerilimli bir kaygıyla kaderini arayacağını hayal
etmeden.
İhraç edilenler arasında kamu görevlisi olma niteliğini kaybetmiş
kaç kişi olduğunu şimdiden bilme olanağı yok. Ancak kesin olan, bu
sayı içinde haklarında idari ya da ceza soruşturması açılmamış pek
çok insanın mutlaka olduğudur.
Onlar şimdi kıyıcı, zorlu bir mücadele alanının içinde girdi.
Kamu görevlisi olma niteliklerini halen taşıyan binlerce “muhrec”
kamu görevlisi yeni rejimde, haklarını aramaya çalışacak.
&nbs...