Türkiye Varlık Fonu (TVF) memleketin bütün
ekonomik varlıklarını satabilme yetkisiyle kuruldu.
Gelin görün ki, bu kadar geniş yetkiyle
donatılan şirket, bir sır kutusu gibi çalışıyor. TVF’nin neler
yaptığı konusunda fikir sahibi olmak ancak dolaylı yollarla mümkün.
Yoksa kendilerinin, faaliyetleri konusunda kamuoyuna açıklama
yapmak gibi bir sorumlulukları bulunmuyor.
Geçen hafta TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşülen
bir kanun tasarısı da TVF ile yakında ilgiliydi. İçinde TVF
geçmiyordu ama besbelli, şirketin isteğiyle kurgulanmış bir
maddeydi.
Konuya geleyim. İş mahkemeleriyle ilgili yasa
tasarısına eklenen bir maddeyle, KİT’lerde görev yapan ancak toplu
iş sözleşmesine tabi olmadıkları için “kapsam dışı
personel” olarak nitelenen personelin statüsü
zayıflatılıyor.
Kapsam dışı personel, eğer madde Genel Kurul’da
da kabul edilirse, bundan böyle idari yargıya değil, iş hukukuna
tabi olacak. Yani, resen emekli edilen bir BOTAŞ çalışanı artık
hakkını idare mahkemesinde değil iş mahkemesinde arayacak. Oysa
bundan 21 yıl önce Uyuşmazlık Mahkemesi, bu konudaki tartışmayı
noktalamış ve kapsam dışı personelin kamu görevlisi sayılması
gerektiğini, bu nedenle de idari yargıya tabi olduğunu karara
bağlamıştı.
Bu konunun TVF ile ilgisi ise başta BOTAŞ,
TPAO, kamu bankaları olmak üzere pek çok kamu şirketinin geçen
şubatta çıkarılan OHAL KHK’siyle Fon’a devredilmiş olması.
Dolayısıyla bu kurumlarda çalışan personelin durumu da TVF ile
ilişkili.
Tasarı kanunlaşırsa, BOTAŞ ve TPAO’nun yanı
sıra Kıyı Emniyeti, TEMSAN, Şeker Şirketi gibi kurumlarda da
çalışan personel, idari yargı kapsamından çıkarılacak. Bunun anlamı
ise bir gece binlerce kişinin resen emekli edilme
ihtimali.
Peki binlerce personel yıllardır çalıştıkları
kurumdan emekli olmalarına uzun yıllar varken neden çıkarılmak
istenir?
TVF’nin, enerji şirketlerine dair planları
olduğu ve yüzlerce çalışanının resen emekli edilmiş bir BOTAŞ veya
TPAO’yu daha rahat dizayn edeceği anlaşılıyor.
Yine de bu sorunun cevabını herhalde
Akmerkez’deki yeni dairelerine yıllık 1.5 milyon TL kira ödenen
TVF’nin yöneticileri biliyordur.
Rota Yemekçilik’in diğer
işleri
Rota Yemekçilik, bir hafta öncesine kadar
dokunulmaz bir şirketti.
Öncesinde iki toplu zehirlenme olmasına karşın,
askeri birliklere yemek hizmeti vermeyi sürdürüyordu. Bu köşede
“Rota Yemekçilik’i kimler, neden koruyor”
sorusunu yönelttiğimiz akşam, Manisa’daki son zehirlenme, geç de
olsa şirkete yönelik koruma kalkanında değişime yol
açtı.
Sözleşme iptal edildi, adli soruşturma
kapsamında şirket çalışan ve yöneticileri tutuklandı. Gelgelelim bu
konudaki sorunlar bitmiş değil.
Zehirlenen askerlerin ailelerine hâlâ tahlil
sonuçları verilmediğini Manisa milletvekili Tur
Yıldız Biçer’den öğrendik.