''Ya IMF eline düşeceğiz, ya Yunanistan’a döneceğiz.”
Not edin lütfen. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın bu sözleriyle,
bir haftadır başımızı döndürecek sıklıkta sorulan “Kaynak nerede”
sorusu, yerini “Kırk katır-kırk satır” tehdidine bırakmıştır.
(Girişteki cümleyi, Babacan’ın dün katıldığı Kanal 7’deki programda
konuyla ilgili sözlerinden ben özetledim.)
Muhalefetin açıkladığı, yoksulluğu azaltmaya dönük projelerine
karşı iktidar cephesinden yükselen eleştirilere, neredeyse aba
altından sopa göstererek katıldı Başbakan Yardımcısı.
“İstikrar bir kere sarsıldığında bir ülkenin ne duruma düşeceğini
etrafımızdan görebiliyoruz” diyor.
“Dikkatli harcanmazsa, har vurup harman savrulursa bir ülkenin ne
duruma düşeceği komşumuzdan belli” diye sürdürüyor.
İçinde “istikrar” ve “har vurup harman savurma” sözcükleri geçen
onca iddialı düşünceler ifade edilir de, Cumhurbaşkanlığı Sarayı,
örtülü ödenek harcamaları, şubat ayındaki 4.3 milyar dolarlık
kaynağı belirsiz para girişi sorulmaz mı?
Tabii ki sorulmaz!
Zaten Babacan ile Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “zihinsel konfor”u
burada değil mi? Milyarlarca liralık kamu kaynağının nasıl da har
vurup harman savrulduğunu belgeleyen onlarca örnekten biri bile
sorulacaksa, neden canlı yayına çıksınlar?