Bakan -adı üzerinde- bir alana baksın diye atanandır. Eski
karşılığı “nazır” da birebir aynı anlama gelir. “Bir alan”dan kasıt
kuşkusuz ülkenin bütün vatandaşlarını ilgilendiren, kamusal olan
alan. Tam bu nedenle, bir bakandan baktığı konuyla ilgili işlerin
nasıl yapılamayacağını anlatması değil, tersi beklenir.
Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, günlerdir ormanları
içindeki canlılarla yok eden yangınlarda, yangın uçaklarının neden
ve nasıl kullanılamayacağını anlatıyor. Yangını
uçakla kontrol altına almaya çalışmanın o kadar da kötü bir şey
olmadığını, hatta mevcut olanaklarla bunun mümkün olduğunu, Türk
Hava Kurumu’nun (THK) kapasitesini izah etmeye çalışanlara
öfkelenip sürekli rest çekiyor.
SİVİL HAVACILIK ONAYLI
Tarım ve Orman Bakanı, THK elindeki altı uçaktan üçünde
motor olmadığını, kalan üçünden de birinin faal olmayacağını
varsaymak gerektiğini , uçakların bakımsız, yağ kaçırdığını
söylüyor.
Emin Özgönül’ün Sözcü’deki
haberi ise tam tersini. Üst düzey bir THK yetkilisi,
“Yangın söndürme uçaklarımız ne bozuk, ne eski, ne de yağ kaçırıyor
” diyor. Bakanlık bürokrasisinin Bakan Pakdemirli’yi yanlış
yönlendirdiğini vurgulayan yetkilinin sözleri hayati önem
taşıyor:
“THK’daki uçaklardan 5’i
faal, 4’ü Ankara’da, biri İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nda
yangınlara müdahale edecek biçimde bekliyor. Ne yağ kaçırıyor, ne
eski, ne de bozuk. Hepsinin Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nden
(SHGM) onaylı uçuşa elverişli olduğuna dair sertifikası var.
Bakımları yeni yapıldı, belgeleri alındı. Gelin desinler, motor
çalıştırır gideriz.”
Dahası, şirket olmadıkları için paranın önemli olmadığını siyaset
dışı bir konumda bulunduklarını anlatıyor. Ve ekliyor: “Uçaklar
70’lerde 80’lerde üretilse de bakımları eksiksiz. Zaten bir
problemi olsa Sivil Havacılık onay vermez.”
★★★
Bunca iddialı söz karşısında orman yangınlarıyla mücadeleden
sorumlu bakan olsanız, bu sözü söyleyeni merak eder, sözünün
gereğini yapmasını istemez misiniz? Bakan Pakdemirli THK ile
CHP’nin işbirliği içinde olduğunu söylüyor. Çünkü CHP Milletvekili
Mehmet Ali Çelebi de uçağın uçup uçamayacağını SHGM’nün karar
vereceğini, beş uçağın göreve hazır olduğunu ve Orman Bakanlığı’nın
halihazırda kullandığı Rus Mi-8 helikopterlerinin bir çoğunun da
daha eski model olduğunu söylüyor.
Bize de yazık demekten başka diyecek bir şey kalmıyor.
Ankara Tren Garı arazilerinden sonra Haydarpaşa
Garı arazileri için de iktidara yakın sermayeye devir planının
işaretleri göründü.
Kadıköy Gazetesi’nde dün Erhan Demirtaş imzalı
haber, iktidarın rant hırsının tarihi doku dinlemeden süreceğinin
kanıtı. TCDD 1. Bölge Emlak Servis Müdürlüğü’nün talebiyle,
İbrahimağa Mahallesi sınırları içindeki mülkiyeti TCDD’ye ait olan
bazı taşınmazların Kültür Bakanlığı’na devri kabul edilmiş.
5 No’lu Koruma Kurulu, 240 ada 16 parselde yer alan bazı yapıların
ve açık alanların “Gençlik Sanat Etkinlik Alanı” olarak
kullanılmasına olur vermiş, Haydarpaşa Garı ve Çevresi
Kentsel Tarihi SİT alanı sınırlarında kalan altı adet parselin
yıkılmasında sakınca bulunmadığına karar vermiş. Söz konusu alanda
yer alan bazı lojmanların ise acilen boşaltılması istendi.
Haydarpaşa Dayanışması’ndan Tugay Kartal söz konusu taşınmazların
ileride özel şirketlere devredilebileceğini söylüyor.
Mimarlar Odası İstanbul Şube Başkanı Esin Köymen
“Gelişmeler Haydarpaşa Garı ve çevresinin özelleştirilerek,
gar fonksiyonunun kaldırılabileceğine işaret ediyor”
dedi.