Bir siyasi parti, oyların yüzde 40’ını alsın ve bu sonuç o parti için hezimet olsun.
Bir siyasi parti, girdiği dördüncü seçimi de birinci parti olarak göğüslesin.
Ama o partiyi kuran Cumhurbaşkanı yenilmiş sayılsın.
Bir siyasi parti en yüksek oyu alsın...
Ama doymak bilmeyen para-mal hırsı, kibir, aşağılama, tehdit, şantaj, kutuplaştırma, din istismarı, deyince akla ilk gelenin yasallığı değil ama meşruiyeti sorgulanır hale gelsin.
Evet burası Yeni Türkiye...
Herkesi, her zaman, her koşulda korkutacaklarını sandıkları “istikrar” öcüsünü Yeni Türkiye diye sunan anlayış, itiraf edemese de artık biliyor:
Yeni Türkiye’nin anlamı artık çok başka:
Kimliğinden dolayı ezilen, doğası talan edilen, ırmakları kurutulan, canım ağaçları, havası suyu rantla takas edilen, sırf o azgın ranta dayalı düzenleri sürsün diye kibri, baskıyı, yoksulluğu, adaletsizliği zalimce dayatanlara itiraz ettiği için evlatlarını madenlerin yedi kat dibinde, polis şiddetinde, mitinglerde patlatılan bombalarla kaybeden, partilerine saldırılar düzenlenen, demokratik her eleştirisi darbecilikle mahkûm edilen insanlardan yükselen itirazın adıdır Yeni Türkiye.
***