Modernizm kadınları evin, ailenin -yani toplumun- merkezi olmaktan çıkardı. Hatta evinden çıkardı, ailesinden soyutladı; bu süreçte annelik temel bir değer olmak vasfını kaybetti. Cennetin ayaklarının altında olduğu anneler artık gerilerde kaldı, desek yeri var. Hâlâ böyleleri var mıdır? Elbette hiç yok değildir, fakat umumen öyle olduğunu söylemek mümkün değil. Her halde onlar şu ilahî emre uydular: “Ve evlerinizde oturun ve ilk câhiliyet devrinde olduğu gibi sokaklara çıkmayın ve namaz kılın ve zekât verin ve itâat edin Allah’a ve Peygamberine…” (Ahzab, 33) Modern zamanlarda kadın fıtratının dışına zorlandı, cinsî objeliği öne çıkarıldı. Mahremin sergilenmesi, kapitalizmin ticarî başarısı için şart; ki o yüzden araba lastiği reklamında olduğu gibi silah reklamında da kadın kullanılıyor. Bir şartla: Giyinme oranı düşük olacak! Evlenmek, anne olmak, son zamanlarda bizde de değer olmak niteliğini kaybetmeye başladı. Bir şekilde evlenenler de evliliği sürdürmekte sebatkâr değiller. Boşanma oranlarındaki hızlı yükseliş bizi nasıl bir geleceğin beklediğini gösteriyor. Evlenenlerin çocuğa bakışı da değişti.