RTÜK’le bir alâkam olmadığına tam herkesi inandıracakken, hemen bir alâka kuruluverdi! Geçen hafta idi galiba, Mehmed Âkif’le ilgili konuşacağız. Programı sunan arkadaş biyografimizi okuyor. Sonunda “Halen RTÜK üyesi” demez mi? Üyeliğimizin sona erdiği 2005’ten bu yana 13 sene geçmiş. 9 Sene görev yapmışız, 13 sene sonra bile üyeliğimizin sürdüğünü, kim bilir nereden buldukları eski biyografilere dayanarak ilân edenler çıkıyor! İşte RTÜK’ten gelen bir yazı bizim için de bir hafıza tazelemesine yol açtı. Böylece bazı yanlış bilinenleri açıklama vesilemiz oldu. Bizim işimiz yazmak, 1970’lerden beri bu işle meşgulüz. 1996 mayısında TBMM tarafından RTÜK üyesi seçilince bir ara döneme girdik. Altı yıl olması beklenen ve fakat dokuz yıla sarkan uzunca bir tatil! O zaman RTÜK imajı ile bugünkü arasında dağlar değil, sıradağlar kadar fark var. Türkiye’de devlet tekelinden özel yayıncılığa merhum Turgut Özal’ın “Anayasa bir kere delinse ne olur?” lafıyla geçilivermişti! Hemen birkaç televizyon kuruldu. Fakat hiçbir ölçü, kaide yok.