Yolumuz Maraş’aydı, her gidişimizde olduğu gibi elbette Bahaeddin Karakoç’u da görecektik…En taze şiirini kendisinden dinleyecektik. İşte Kitap Fuarı’nın açılışında gençlerle, çocuklarla çekilmiş resimleri de gözlerimizin önündeydi. Gençler mi ona neşve veriyordu, o mu gençlere şevk aşılıyordu? Maraş’a ilk 1977’de gitmiştik; Ulucamii filmi için. Cuma namazını kılarken ekibimiz Maraş’ın o unutulmaz cumasını hatırlatan resmi çekecekti. Maraş Ulucamii’nde öğle namazındaydık bu defa. Ulucamii’nin güney illerimize has şemsiyeli minaresinin önündeydi tabut. Her cihetten “Fatiha” sesleri yükseliyordu. Her defasında ellerimizi kaldırıyor Fatiha’ya duruyorduk. Biri bitmeden biri başlıyordu Fatihaların. Belki bin Fatiha okuduk, cenaze namazına kadar.