Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın
Recep Tayyip Erdoğan, AKP’nin 3.
Olağanüstü Kongresi’nde kesin bir dille açıkladı: Olağanüstü hal
kalkmayacak. Bu açıklamayı Türkiye Cumhuriyeti devleti adına mı
yoksa TBMM’de çoğunluk partisi olan Adalet ve Kalkınma Partisi
adına mı yaptığı hiç önemli değil. Çünkü zaman içinde öğrendik ki
eninde sonunda kendisinin dediği olacak.
Yalnız akla takılan bir soru var; Sayın
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı bu açıklamayı iki önemli
söylemle koşullandırdı. Bu aynı zamanda “OHAL ne zaman
kalkacak” sorusunun da yanıtı: “Ülkemiz huzura ve
refaha kavuştuğu zaman!”
Güvenlik güçlerimiz uzunca bir süredir terörist
gruplara karşı büyük özveriyle bir savaşım veriyor. Sayısal veriler
bu savaşımın sonuçlarının alınmasının çok geniş bir zaman dilimine
yayılmayacağını gösteriyor. Doğal ki burada terör üreten bataklığın
kurutulmasına ilişkin ne tür önlemler alınacağını da sormak
durumundayız. Eğer bu önlemler alınmazsa yeniden üreyecek terör
karşısında yeni OHAL’ler mi ilan edilecek?
Belki daha da önemli bir soru ise koşul olarak
gösterilen “refah”a ilişkin. Ülkemiz ekonomisi neredeyse
on yıldır “orta gelir” tuzağına düşmüş, debeleniyor. Kişi
başına ortalama gelirimiz dolar bazında son dört yıldır şöyle:
9.286, 9.364, 10.030 ve 10.659. Bu sayılar bir refah toplumunun
verileri değil! Uluslararası kabul gören refah, kişi başına yıllık
ortalama gelirin 25.000 dolara ulaşmasıyla söz konusu
oluyor.