Önce Dolmabahçe’deki 44 ölümlü terör eylemi, tam bir hafta sonra
14 can yitirdiğimiz Kayseri katliamı...
Oh demeye kalmadan hafta Ankara’da Rusya Federasyonu’nun
Büyükelçisi Andrey Karlov, katıldığı bir
sanat etkinliğinde suikasta uğruyor. Katil, Ankara Emniyet
Müdürlüğü’ne bağlı 22 yaşında bir çevik kuvvet polisi.
Öyle günlerdeyiz ki kimin, ne zaman, nerede, ne tür bir silahla
hayatına son verileceği belli değil. PKK’lisi, TAK’lısı, FETÖ’cüsü,
IŞİD’cisi birbirine karışmış...
Biraz olsun soluklanmak için televizyonun yabancı kanallarında
dolaşıyorsunuz; o kanallarda da benzer haberler... Berlin’de
Pakistanlı bir mülteci çaldığı bir TIR’la kentin en büyük Noel
pazarına, kalabalığın arasına dalıyor: 12 ölü, 50’ye yakın yaralı.
Bir başka kanalda haber spikeri İsviçre-Zürih’te çoğunlukla
Somalili Müslümanların gittiği bir camiye silahlı saldırı
yapıldığını, üç yaralı olduğunu duyuruyor.
Dünyanın dört bir yanında dehşet günleri yaşanıyor.
Ölümler, ölümler, ölümler...
***
İnsan bir kez geldiği, doyamadan gideceğini bildiği bu dünyada sağlıklı, rahat, huzurlu bir hayat sürmek istiyor. Eğer kendinizden başkasını düşünmeyenlerdenseniz, zamansız ölümleri, başkalarının acılarını kanıksamışsanız, vurdumduymazsanız ve biraz da şansınız varsa rahatı da mutluluğu da huzuru da tadabilirsiniz.