Eskişehir’in Gündoğdu Mahallesi’ndeki Kent Park’tan bir kolu
geçen Porsuk Çayı’nın donan kısmında bisiklete binen biri 11, öbürü
12 yaşındaki Batuhan
Gürdoğan ve Alican Türk adlarında
iki arkadaş suyun karşı yakasına geçmeye çalışırken buzun kırılması
sonucu yaşamlarını yitirdiler.
Her duyana derin üzüntü veren bu genç ölümlerin nedeni hiç kuşkusuz
bilgisizlikti. Size, “Alageyik Sokağı Bir Liman
mıydı?” (Can Yayınları) adlı kitabımdan bir anımı alıntılamak
istiyorum. Yıl 1956, yer Almanya’nın Bremen kenti. Yaşım 13. Devam
ettiğim okulda, sınıfça, buz tutmuş bir gölde kaymaya götürmüştü
öğretmenimiz.
***
“Buzun üzerinde ancak dört beş günde öğrenilecek şeyleri bir iki saate sığdırmaya çalışıyorum. Gölde, bir dere ağzına doğru hızla kayarken, bir iki kez durmayı, bunu beceremeyince de yavaşlamayı denemiş amabaşaramamıştım. Artık yoluma devam edip derenin üzerinde ilerlemekten başka çarem yoktu. Bu sırada (sınıf arkadaşım) Walter’in, ‘Deniz, hemen dur, sakın dereye girme!’ diye bağırdığını duymuştum. Fakat ses arkamdan değil, solumdan bir yerlerden gelmişti. Düşerim korkusuyla başımı sesin geldiği yöne çeviremiyordum. Walter’in aynı uyarıyı yineleyen sesi kısa bir süre sonra geride kalmıştı. Yüz metre kadar kıyıda yanım sıra koştuktan sonra güçten kesilip olduğu yerde kalmış olmalıydı.