Sokağımızdaki apartmanlardan birinin kapıcısı
Fitnat Hanım’ın kızı Gülizar’ın
siyah bir bebek dünyaya getirmesi mahallede olay olmuştu. Kızcağız,
Bilal adını koyduğu çocuğunun yüzünü tek bir kere
gördüğü babasının Türkiye’ye bir daha gelip gelmeyeceğini
bilemiyordu. Komşular, bunun önemli olmadığını, başına bir “talih
kuşu” konduğunu, adamın bir gün çıkıp geleceğini söylüyorlardı.
Amerikalıların iyi insanlar olduğunu gösteren pek çok kanıt vardı.
23 Kasım 1949 günü İstanbul gazeteleri, okurlarına, Cumhurbaşkanı
İsmet İnönü’ye Amerika’dan bir hindi geldiğini
müjdeliyordu. Bir hindi sergisinde birincilik kazanan 16.5 kiloluk
hayvan,
Amerikalıların Şükran Günü’nde İsmet İnönü’ye hediye edilmiş,
“Unity” (Birlik) adını taşıyan hindi önce Yeşilköy Havalimanı’na
indirilmiş, sonra özel uçakla Ankara’ya gönderilmiş, sonra da özel
otoyla Çankaya’ya çıkarılmıştı.
Amerikalılar, böyle özel günlerinde bile uzaktaki dostlarını
hatırlayacak kadar sadık insanlardı. Bilal’in babası siyah adam da
bir gün mutlaka dönecekti.
*** 1950 yılının ilk aylarında
‘komünist şair’ Nâzım Hikmet hâlâ hapisteydi. 12
yıldır yatıyordu. 25 Mart günü jandarmalar Niğde’nin Aksaray
ilçesinin Çardak köyünde öğretmenlik yapan Mahmut
Makal adında bir genci tutukladılar. Yazdığı “Bizim Köy”
adlı kitapta komünizm propagandası yaptığı söyleniyordu. Dört gün
sonra, Nâzım Hikmet Bursa Cezaevi’nde açlık grevine başlamış,
sağlığının bozulması üzerine 8 Nisan’da gizlice İstanbul’a
getirilerek Cerrahpaşa Hastanesi’ne yatırılmıştı.
Komünistlik çok kötü bir şeydi.
17 Mayıs 1950 günü yapılan genel seçimleri Demokrat Parti kazandı
ve Adnan Menderes başbakan oldu. Ayın 22’sinde ilk
DP Hükümeti açıklandı. Ertesi gün gazetelerde yer alan...