Dünyanın dört bir yanındaki Ortodoks Yunanlar ve Rumlar yarından
sonra, 15 Ağustos günü en önemli dini günlerinden biri olan Meryem
Ana Yortusu’nu kutlayacaklar.
Meryem Ana’nın Tanrı tarafından çağrıldığı gün kabul edilen 15
Ağustos’u, yılın belli bir bölümünü geçirdiğim Gökçeada/İmroz’da
Rum komşularımızın nasıl bir heyecan ve sevinçle beklediklerinin
yakından tanığıyım.
Sadece komşularımız mı? Hayır. Kıbrıs’ta Rum teröristlerin Türk
köylerine yaptıkları baskın ve kıyımlara misilleme olarak 1965 yılı
başından itibaren uyguladıkları yaptırımlar sonucu adayı terk etmek
zorunda kalan Gökçeadalı/İmrozlu Rumlar da Meryem Ana Yortusu’nu
eski yurtlarında kutlamak için akın ediyorlar adaya.
Bizim köyümüz Bademli/Gliki eski bir Rum köyü. Kış aylarında köyde
her türlü zorluğa rağmen köylerini terk etmemiş olan bir avuç Rum
ile sonradan geriye dönen bir-iki kişiden oluşan 12 kişilik Rum
nüfus yaşıyor. İlkbaharla birlikte bu sayı artıyor. Gelen Rumların
neredeyse tümü T.C. yurttaşı, aralarında çifte uyruklular olduğu
gibi Yunan uyruklular da var. Ağustos başından itibaren köye gelen
Rumların sayısı artıyor, sayı 150’yi buluyor.
Son gelenlerdeki artışın nedeni Meryem Ana Yortusu’nu atalarının ya
da küçük yaşta terk ettikleri köylerinde kutlamak. Tatilleri,
yıllık izinleri, bütçeleri buna göre planlanıyor.
***
Köydeki komşuluk ilişkileri örnek nitelikte, Türk - Rum,
Müslüman-Hıristiyan ayrımı kesinlikle yok. İnsanlar birbirlerine
akraba kadar yakın.
Meryem Ana Yortusu akşam köy meydanında yemekli, danslı bir
eğlenceyle kutlanıyor. Hazırlıklar sabahtan başlıyor, koyunlar
kesiliyor, büyük kazanlarda pişiriliyor, yanında keşkek sunuluyor.
İsteyenler ayrıca dilediklerini beraberlerinde getiriyorlar.
Eğlenceye yalnızca Rumlar değil, köyde yaşayan tüm Türkler de
katılıyor.