Haftalardır ülke gündeminin baş konusu haklı olarak, büyük olasılıkla Nisan ayının 9 ya da 16’sında yapılacak olan referandum. 2010 yılında yapılan anayasa değişikliğine ilişkin referandumda yaklaşık 49 milyon seçmen oy kullandığına göre önümüzdeki referandumda bu sayının daha üzerinde seçmen sandık başına giderek “evet” veya “hayır” oyu kullanacak.
Tahminler değişik; herkes çevresindeki genel nabzı tutarak bir öngörüde bulunuyor. Ciddiye alınacak, güvenilir kamuoyu araştırmaları henüz açıklanmadı.
Gerçekçi olalım, sonuç hayır’ın lehine çıkabileceği gibi evet’in lehine de çıkabilir.
***
Referandum evet ağırlıklı sonuçlanacak olursa Türkiye’nin “her şeye rağmen” demokratik olan rejimi, kurtulması uzun yıllar alacak, İslam ağırlıklı otokratik bir rejime dönüşecektir.
Daha önceki kritik dönemeçlerde olduğu gibi bu önemli referandum öncesinde de evet karşıtı parlamento içi ya da parlamento dışı muhalefet güçleriyle sivil toplum kuruluşları, demokratik örgütlenmeler ve girişimler arasında demokratik bir eşgüdüm yoktur.
Sevgili Aydın Engin’in dün köşesinde yazdığı gibi muhalif örgütlenmeler “benim hayır’ım, senin hayır’ını yer” havasındadır.
***