Seçime gidiyor muyuz, sürükleniyor muyuz, itiliyor muyuz? Ne
derseniz deyin; en doğrusu galiba “bindik bir alamete
gidiyoruz kıyamete” deyişi!
Türkiye, Gaziantep’te sandıkların yakıldığı 1957 genel
seçimlerinden bu yana bugünküne benzer bir ortamda seçime
zorlanmamıştı.
O yıllara gidelim...
2 Mayıs 1954 günü yapılan genel seçimlerde iktidarda bulunan
Demokrat Parti oyların yüzde 57.5’ini alarak TBMM’ye 502
milletvekili sokmayı başarmıştı. Çoğunluk sistemine göre yapılan
seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi ise yüzde 35.3 oranında oy
almasına karşın ancak 31 milletvekilliği kazanabilmişti. DP
yönetimi TBMM’deki ezici çoğunluğuna karşın bir süre sonra CHP’nin
yükselişe geçtiğini görünce bu yükselişi önlemek amacıyla erken
seçim kararı almıştır. Genel seçimler bir yıl önceye çekilmiş, 27
Ekim 1957 günü sandık başına gidilmiştir.
***
AKP’nin ardılı olmakla övündüğü DP iktidarı ülkenin dört bir yanında çeşitli sandık hilelerine başvurmuş, olayların en vahimi Gaziantep’te yaşanmıştır. Seçim gecesi CHP’nin 700 oy farkıyla kentteki seçimi kazandığı ilan edilmiş, fakat sabaha karşı köylerden bin kadar oy geldiği söylenerek DP’nin zafer kazandığı açıklanmıştır. Öfkelenen CHP’liler belediyeye doğru yürürler, binanın camları, çerçeveleri indirilir. Bunun üzerine oylar, tutanaklar, gerekli belgeler adliye binasına götürülür, pazartesi günü inceleme başlayacaktır. Fakat korkulan olur, DP’li çapulcular adliye binasını ateşe verirler, kentte “CHP’li avı” başlar.