Gagliardo, Arjantin’de doğup büyümüş bir sanatçı... Sonrasında 20
yıllık bir İspanya macerası var.
Orada konserler vermiş, yönetmenlik yapmış.
2002 yılında ilk kez konser için İzmir’e geliyor, çok beğendiği
kente 2005 yılında yerleşiyor.
O günden sonra ailece bütün hayallerini İzmir üzerine
kurguluyor.
Kısa bir süre sonra da Türk vatandaşı oluyorlar.
İzmir ile ilgili sözleri hoşuma gitti.
Okumayanlar için özetleyeyim.
Diyor ki...
“İzmir Avrupa’ya göre çok daha iyi, özellikle de çocukların
yetişmesi için... Kötülük yok burada. Herkes çok iyi niyetli...
Sokakta çocuklarımızı rahatlıkla bırakabiliyoruz. Avrupa’da para ve
hayat güzel ama burada yaşamak daha rahat...”
Elbette İzmir ile ilgili olumlu düşünceleri bununla sınırlı
değil.
İzmirlilerin yüksek bir müzik kültürü ve sanat anlayışı olduğunu
söylüyor.
İzmir’de kalma nedenleri arasında bu seçiciliğin ve İzmir ruhunun
önemli olduğunu dile getiriyor.
Gagliardo, bir şey daha diyor.
“İzmir’de sanat eğitimi alan birçok genç bir Avrupa deneyimi
yaşayıp yeniden ait oldukları kente geri gelmek istiyor...”
Gagliardo’nun küçük oğlu Yaşar Üniversitesi şan bölümünde okuyormuş
ve önümüzdeki yıl üniversiteyi bitirecekmiş.
***
Şimdi...
Arjantin; benim gördüğüm en ilginç ülkelerden biriydi.
Buenos Aires’i çok beğendim, hem de öyle böyle değil.
Sokaklarından sanat fışkıran bir kent.
Zaman zaman düşünürüm; “İzmir olmazsa nerede yaşarım” diye...
İşte Buenos Aires, o ilk beşte yer alır.
İspanya’nın iki şehri de benim için öyledi...