TÜRKİYE’nin gündemini izliyorsunuz.
Siyasetin konuları da ortada, pek değişmiyor.
Nasıl olsa kaldığımız yerden devam ederiz.
O yüzden bugün bir İzmirli’ye veda edelim.
Engin Geçtan’a...
Psikiyatrinin duayeni olarak kabul edilir Geçtan, ama yazar kimliği
de benim için hep önemli olmuştu.
“İnsan olmak” kitabı müthişti.
“Hayat” da öyle...
Geçtan’ın, “Dersaadet’te Dans”, “Bir günlük yerim kaldı, ister
misiniz?”, “Kırmızı Kitap”, “Kızarmış palamutun kokusu” ve “Tren”
adlı romanları vardı.
İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olduktan sonra
psikoloji ve nöroloji dallarında ABD’de New York ve Columbia
üniversitelerinde uzmanlığı almıştı.
Sonra da ODTÜ, Ankara, Boğaziçi ve Marmara üniversitelerinde
öğretim üyeliği yapmıştı.
Psikoterapiyi en iyi uygulayanlardan biri olarak bilinir.
Romanlarındaki zenginlik de işte o terapilerden geliyordu.
Geçtan İzmirli idi; üniversiteye kadar İzmir’de okumuştu.
Ve son veda için İzmir’e geliyor.
Vasiyeti üzerine doğup büyüdüğü yerde toprakla buluşacak.
Not edip saklanacak bir yorum
BAKIN Engin Geçtan ne demiş.
“Dünya ancak insanın onu oluşturduğu biçimiyle bir anlam taşır.
Kendisine yarattığı bu dünyada, insan kendi yaşamından sorumludur.
Yalnızca eylemleri için değil, eyleme dönüştürmedikleri için de...
Dolayısıyla yalnızca yaptıklarımızdan değil, görmezden
geldiklerimizin de sorumluluğu bize aittir. Kendimizin yarattığı
bir dünyanın kendimizden başka bir temeli olmadığı için
yaşanabilecek temelsiz anksiyetesi sürekli kaçındığımız bir
duygudur. Özerk davranma, yalnız kalma ya da kararlar verme
gibi...