Örneğin İzmir voleybolunda efsane takımlar vardı.
Saint Joseph, Tevfik Fikret, Bornova Anadolu ve Atatürk Lisesi
arasında oynanan maçlar en az profesyonel maçlar kadar ilgi
çekerdi.
O yıllarda henüz TEOG icat edilmemiş, öğrenciler de henüz yarış atı
kıvamına getirilmemişti.
Ailelerimiz ve öğretmenlerimiz sporu arta kalan zamanda değil,
hayatın bir parçası olarak bizlere anlatırlardı.
Böyle olunca ağırlıklı olarak voleybol oynar ve takım olmanın
keyfini yaşardık.
Ben de fena değildim ama benden çok daha iyileri vardı.
Hatta İzmir voleybolu sırf bu okullar sayesinde milli takımın her
zaman bel kemiğini oluşturdu.
***
Hiç unutamadığım bir maç var örneğin...
Tevfik Fikret ile Bornova Anadolu arasındaydı.
BAL’lılar maç servisi atıyorlardı.
Olmayacak bir şey oldu o gün...
O servis kırıldı ve inanılmaz bir geri dönüşle Tevfik Fikret Lisesi
maçı kazanarak şampiyon oldu.
Biz Tevfik Fikret’liler olarak tabii sevinçten deliye döndük.
BAL’lılarda ise büyük bir hüzün vardı.
Bugün gibi sahadaki görüntü aklımda...
O müthiş maçın ardından sahadaki bütün herkes birbirine koştu,
kucaklaştı, birbirini tebrik etti.
Kazanmak elbette güzeldi ama daha da önemlisi kardeş okullarımız
arasındaki dostluktu.
***
O maçın efsane oyuncularından biri de Tolga Demirer’di.
Tolga yarışmacı bir sporcuydu.
Hepimizin arkadaşıydı.
Sonraki yıllarda babası Murat Demirer’i de tanıma fırsatım
olmuştu.
Müthiş bir voleybolcu ve iyi bir mimardı.
Tolga’yı geçen gün çok ansızın, bir veteran voleybol maçı sırasında
kalp krizinden kaybettik.
Sahadaki bütün herkes benim yakın arkadaşımdı.
Ağlamaktan konuşamadılar.
Herkes gibi ben de şoktayım.
Çok erken, zamansız bir ölüm...
Nurlar içinde yatsın...
Kader, kısmet ve şans belki de
TOLGA’nın vefatını duyar duymaz; Serhat’ı aradım.
Serhat Kutlu benim Saint Joseph’ten arkadaşım.
Maçtan hemen önce çekilmiş fotoğrafta da eli Tolga’nın omzunda olan
arkadaşım...
Serhat dedi ki...
“İçimizde kendine en iyi bakan, en sportmen, en sportif kişi
Tolga’ydı. Yani zincirin en güçlü halkası Tolga’ydı. Hepimiz şok
içindeyiz...”
Doktorlar ne der bilemiyorum.
Ama şunu biliyorum.
Tıbbın bütün olanaklarından yararlanacaksın, kendine iyi
bakacaksın, hayata pozitif bakacaksın, iyi şeyler yapacak ve güzel
şeyler düşüneceksin.
Ama o da yetmiyor işte bazen...
Kader, kısmet ve şans belki de...
Allah rahmet eylesin bir kez daha, Tolga’yı sevenlere Allah sabır
versin.
Doktorların önerisi Güzelyalı
TÜRK Toraks Derneği’nin bir araştırması olmuş.
Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği oranlara göre havası tek temiz
kent Rize’ymiş.
En kirli noktalar İstanbul’da Göztepe, Esenyurt ve Aksaray;
Ankara’da Sıhhiye ve Kayaş, İzmir’de ise Bornova ve Bayraklı
olmuş.
Türk Toraks Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Fuat Kalyoncu, “Dünya
Sağlık Örgütü’nün ‘görünmez katil’ olarak tanımladığı ve dünyada
her yıl 7 milyondan fazla kişinin ölümüne yol açan bu sorunun
ülkemizde de tanınmasını, duyulmasını ve bu sayede her an
soluduğumuz zehirli havanın artık son bulmasını istiyoruz”
diyor.
Türk Toraks Derneği Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Osman
Elbek ise İstanbul, Ankara ve İzmir’de tercih edilmesi gereken
ilçeleri şöyle açıklıyor.
“İstanbul’da yaşayanların öncelikle Silivri, Sarıyer ve Şile’de;
Ankara’da Sincan ve Bahçelievler’de, İzmir halkının ise
Güzelyalı’da yaşamayı tercih etmelerini öneririz...”