BEN bu duyguyu biliyorum.
Aslında tüm İzmirliler çok iyi biliyor.
EXPO yarışında daha hazırlıklı, daha avantajlı olduğumuzu bilmemize rağmen yarışı İtalya’ya, Milano’ya kaybetmiştik.
Bir sonraki yarışta da Dubai kazanmıştı.
Yine büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştık.
Euro 2024 törenini de büyük bir heyecanla izledik.
Kazanan Almanya oldu.
Hepimiz biliyoruz ki, EXPO’da olduğu gibi Euro 2024’te de bu organizasyonu yapması gereken Türkiye’ydi.
Ama olmadı.
Birkaç kere yazdım, tekrarlayayım.
İzmir’in marka kent olabilmesi için uluslararası büyük organizasyonlara ev sahipliği yapması gerekir.
Bu, Türkiye için de geçerli.
Çünkü bu organizasyonlar turizme büyük bir etki yapıyor.
Tanıtıma katkı sağlıyor, hatta ihracatı tetikliyor.
İtalya, İspanya, Fransa ve Almanya bunu en iyi yapan ülkeler.
Ve bir şey daha var.
Kentlerin öne çıktığı, yarıştığı bir dönemden geçiyoruz.
İspanyollar futbolu en iyi kullanan ülkelerden biri...
Barselona, Real Madrid sayesinde hem sempati topluyorlar, hem de ciddi bir turizm hareketi sağlıyorlar.
Özellikle hafta sonları birçok Avrupalı maç bahanesiyle bu kentlere gidiyor.
Barselona’da geçen yıl, “Artık turist gelmesin” diyenler bile oldu.
Oteller dolduğu gibi artık evler de birer otel haline geldi.
Barselonalılar evlerini kiraya verip başka kentlerde, hatta başka ülkelerde yaşamaya başlayınca kent kimliğinin bozulduğunu düşünenler bu itirazları yapmaya başladılar.
Bu ilgiyi nasıl sağladıklarına baktığımızda hep büyük organizasyonlar var.
Olimpiyatlar, futbol şampiyonaları, müzik festivalleri, hepsi turizmi tetikleyen işler.
Bunu uzun yıllardır yazıyor ve söylüyorum.
Bu organizasyonlara katılma hevesimizi yitirmememiz gerekir....