TÜRK demokrasisinde eleştirebileceğimiz birçok şey olabilir.
Ama Türkiye her çözümü sandıktan arayan bir ülke...
Yüzde 87’lik bir katılım belki dünyanın en yüksek oranlarından
biri...
O yüzden en büyük takdiri hak eden seçmendir, vatandaşımızdır.
Her koşulda kendine göre çözüm üreten bir ülkeyiz.
Sonuçlara herkesin saygı gösterip asıl gündemimize dönmemiz
gerekiyor.
Türkiye kritik bir dönemden geçiyor.
Dünya bugüne kadar görmediği şartları yaşıyor.
Teknoloji çok farklı bir geleceği bizlere haberdar ediyor.
Dolayısıyla Türkiye 24 Haziran’dan sonra yarınlara bakmalıdır,
geleceği tartışmalıdır.
Birkaç olay dışında seçimlerin olaysız geçmesi sevindiricidir.
Seçmen kararını vermiştir.
Şimdi hepimize görev düşüyor.
Başta siyasiler olmak üzere herkes önüne bakmalı, yanlışlarından
ders çıkarmalı, diyaloğu kapatmamalıdır.
Açık ve şeffaf toplumlar her zaman kazanacaktır.
Bize düşen demokrasiyi güçlendirmektir.
Meydanların dili
sandığın rengi
ŞU bir gerçek...
Meydanların dili bazen farklı olabiliyor.
Bazen de yanıltıcı olabiliyor.
Türkiye’nin fotoğrafını sadece meydanlara göre yapmamak lazım.
Ve dahası...
Sosyal medyaya göre seçim tahminlerinin de ne kadar yanıltıcı
olduğunu bir kez daha gördük.
Seçimin sosyal medyada değil sandıkta kazanıldığı apaçık
ortadadır.
Seçimin dip dalgası MHP
HERKES, başta anket şirketleri olmak üzere birçok kişi MHP’nin
oylarını koruyacağını tahmin edemedi. MHP’nin yüzde 11.20’lik
aldığı oy aslında seçim tahminlerini de alt üst etti.
24 Haziran seçimlerinin elbette en büyük galibi Cumhurbaşkanı
seçilen Tayyip Erdoğan oldu. Ama MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin de
kazananlar safında olduğunu unutmamak gerekir.
İnce’nin performansı