10 gün tatil yaraları biraz olsun sarmıştır.
Ama şunu söyleyeyim; asıl bayramı herhalde Yunanistan yapmıştır.
Yunan arkadaşlarım aradıklarında “Sakız’da adalı sayısından daha çok Türk dostlarımız var” diye espri bile yaptılar.
Birkaç yıldır adalara büyük bir akın var.
Türk turizmcilerin artan bu ilgiyi incelemeleri gerektiğini düşünüyorum.
Örneğin Türkiye’deki otellerin kalitesi Yunanistan’dakilerden çok daha iyidir.
Tesislerimiz hem yeni, hem de kalite standartları çok daha yüksek...
Üstelik alternatif de çok...
Ama buna rağmen Türkler bir süredir adalara gitmeyi tercih ediyor.
Mikanos özellikle sosyetenin uğrak yeri haline geldi.
Türkiye’den özel uçaklar inip kalkıyor, yatların en çok gittiği adaların başında da Mikanos geliyor.
Peki niye böyle?
Aslında birkaç neden var.
Bir kere daha ucuz, hele Euro 4’lerde olmasa, talep çok daha artacak.
İkincisi dinlenmek isteyenler için de, eğlenmek isteyenler için de alternatifler sunuyor olmaları...
“Türkiye’de de bu alternatifler var” diyebilirsiniz.
Ancak birkaç yıldır turizm merkezlerinden farklı şikayetler geliyor.
Alaçatı örneğin...
Eğlenmek isteyenler memnun da, dinlenmek isteyenler için gece giderek bir kabusa dönüşüyor.
Üçüncüsü bozulmamış kıyılar, bozulmamış mimari, bozulmamış mekanlar...
Cennet kıyılarımızı berbat ettik.
Güzelim tatil merkezlerimizi büyük bir kente dönüştürdük.
Kentlerimizde yaptığımız beton katliamlarını buralarda da yapmayı ihmal etmedik.
Yani insanların adalara gidişleri boşuna değil.
Nerede yanlış yapıyoruz
Bu yaz sezonu öyle ya da böyle geçti.
Ama Bodrum, Alaçatı gibi tatil yerlerinin bir karar vermesi gerekir.
Yine Yunanistan örnek vereyim.
Diyelim Selanik...
Kafeleriyle meşhur bu kentte, gece 12’den sonra yüksek sesli bir müzik sokaklarda duyamazsınız.
Ya gerekli önlemleri alıyorlar ya da ses kontrolünü iyi yapıyorlar.
Bugünün teknik imkanlarıyla her şeyi yapmak mümkün...
Ama bu standartları aramak ve kontrol etmek lazım.
Bodrum’un, Alaçatı’nın popülerliği devam ettirmesi buna bağlı...
Selanik yapabiliyorsa, Atina giderek ilgi gören bir destinasyon oluyorsa, Mikanos artık bir yıl öncesinden doluyorsa turizmcilerimiz ve işletmelerimiz nerelerde yanlış yaptıklarını oturup düşünmeliler.
9 Eylül’leri daha coşkulu kutlayalım
Her fırsatta yazıyorum.
İzmir 9 Eylül’lerini daha coşkulu, daha renkli kutlamalı.
Hatta bunu bir festivale dönüştürmeli.
9 Eylül İzmir’in hem çok özel bir günü, hem de İzmir için en güzel ayları...
Okulların açıldığı, insanların kente döndüğü, İzmir’i özlediği günler...
95’inci kurtuluş yıldönümü için özel etkinlikler hazırlanmış.
Hepsi çok güzel ve İzmir’i güzelleştirecek organizasyonlar...
İçinde maraton da var konserler de, fener alayları da gösteriler de...
Ama diyorum ki; yetmez...
Çünkü yerel değil, ulusal olmalı bu festival...
Hatta İtalyanların, İspanyolların yaptığı gibi insanların yıllık takvimine girecek kadar ilginç, akılda kalan..
Atatürk stadı için de çözüm şart