Şunu görüyorum.
Toplum yorgun, seçmenin kafası karışık...
Bir buçuk yılda dört seçim, bir referandum yaptıktan sonra kimse
yeniden seçim tartışmalarının içine girmek istemiyor.
Tabii, biz bu konuyu İzmir’den, Ege’den yorumluyoruz.
Ancak Ankara’daki gazeteci arkadaşlarımız ve yakın tanıdığımız
siyasetçiler sonbaharla birlikte seçim tartışmalarının yeniden
yapılacağını söylüyor.
Acaba bizim politikacılarımız hayatın siyasetten ibaret olmadığını
ne zaman farkına varacaklar?
Çok umudum yok, ama birilerinin çıkıp toplumun ne düşündüğünü
anlatması gerekiyor.
Zaten şunun şurasında 2019’a ne kaldı ki...
2019’da seçimden başka bir şey konuşmayacağız zaten...
Bırakalım da en azından bir süre Türkiye gerçek gündemine
dönse...
Tramvaya gerek var mıydı?
TABİİ, İzmirliler bu kadar yoğun trafiğe alışık değil.
“Hemen İstanbul’a döndük” homurdanmaları duyuyorum.
Etrafımdaki birçok kişi çok ağır eleştiriler yapıyor.
Onlara söylediklerimi aslında köşemde yazıyorum, bir kez daha
yazayım.
İzmir öyle küçük bir yer değil.
5 milyonluk bir kent...
Avrupa’da bakın 5 milyon merkez nüfusu olan kaç kent var.
İkincisi ihmal edilmiş altyapı problemleri var.
Yılların yapısal sorunları var.
Kent büyürken ve herkes hizmet beklerken, bir anda bunları yapmak
mümkün değil.
Bir de üstüne tramvay gibi çok zor bir projeye girildi.
50 yıl önce metrosunu tamamlamış çok kent var dünyada...
Biz hala tramvay yapıyorsak, sorunu başka yerlerde aramak
lazım.
Peki, herkesin sorduğu bir soruyu burada ben sorayım...
Tramvaya gerek var mıydı?
Toplu taşımayı güçlendirecek her projeye bana göre ihtiyaç var.
Bir de şu yakınmaları duyuyorum...
“Benim evimin önünden dolmuş kalkıyordu, şimdi onlar da
kalkmış...”
Doğrudur, kalkmıştır ya da kalkacaktır.
Turist olarak yurt dışına çıktığımızda toplu taşıma araçlarını daha
çok kullanıyoruz.
Sorarım size, oralarda yürümüyor muyuz?
Ya da arabalarımızın park yerleri, kaldığımız otelin ya da evin
hemen önünde mi oluyor?
Hayır, park edip yürüyoruz.
İstiyoruz ki, apartmanımızın hemen önüne park edelim, yürümeyelim,
balkona çıktığımızda arabamızı görelim.
Beyler, bayanlar, yok böyle bir dünya...
Toplu taşıma araçlarını daha çok kullanmalıyız, denizle
barışmalıyız.
Dünya nasıl yapıyorsa, bizler de onlar gibi yapmalıyız.
Bir de vatandaş tarafı
TAMAM, kabul...
Altyapı eksiklikleri şimdi yapılmaya çalışılıyor.
Geçmişin yanlışları şimdi düzeltiliyor.
50 yıl önce bitmesi gerekenler şimdi projelendiriliyor.
Ve bunlar yapılırken, sıkıntı çekmemek mümkün değil.
Kabul...
Ama belediyelerimiz de daha pratik, daha hızlı çözümler
üretmeliler.
Bazı işlerde 24 saat mesai yapılmalı.
Aynı anda farklı yerlerde imalat yapmak yerine, kenti biraz nefes
aldırarak projelere girişmeliler.
Bunu beklemek de vatandaşın en doğal hakkı...
Başbakan desteğini verecektir