AÇILDIĞINDA Türkiye’nin en güzel tesislerinden biriydi.
1967’de Türkiye’nin öyle tatil adresleri yoktu.
80’lere, Türkiye’nin turizm hamlesi başlatacağı yıllara daha çok vardı.
Foça Tatil Köyü’nden bahsediyorum.
Aslında kamuoyunca Fransız Tatil Köyü olarak biliniyor.
Uzun yıllar herkes Foça’yı konuştu.
Sadece bir doğa harikası değil, aynı zamanda aktiviteleriyle Türkiye’ye gelen turistlerin ilgi odağıydı.
Bir tatil köyü Foça’yı bütün Avrupa’ya tanışmıştı.
Ve bu ün uzun yıllar devam etti.
Ne var ki; Türkiye, 80’lerin ortasından sonra bu coğrafyanın en güzel tesislerini hayata geçirmeye başladı.
Antalya bir turizm mabedine dönüşmeye başladı.
Sırf tesisleri görmek için bile milyonlar Antalya’ya akın etti.
Fransız Tatil Köyü de yıllar içinde daha az konuşulmaya başlandı.
Ve sonunda olan oldu.
Tesis işletmeye kapatıldı.
13 yıldır o güzel tatil yeri kapalı duruyor.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, buranın yeniden turizme kazandırılması için çok uğraştı.
Sonuçta köyün özelleştirilmesi için ihale süreci başladı.
İlk ihaleye teklif veren olmadı.
Şimdi gözler 20 Temmuz’a çevrildi.
Eğer ihale gerçekleşirse 49 yıllığına köyün yeni bir sahibi olacak.
***
Bu arada Nüvit Uyar gelişmeleri yakından takip ediyor.
Nüvit Uyar kim?
Anadolu Otizm Vakfı’nın başkanı.
Vakıf son yıllarda önemli projelere imza atıyor.
Otizmli ailelere umut olmuş önemli kurumlardan biri oldu.
Uyar, diyor ki:
“Eğer bu ihaleye de teklif veren olmazsa devletimize bir önerimiz var. Burayı engelsiz kamp yapmak istiyoruz. Otizmli ve down sendromlu bireyler tatil köyü kamp projesi. Engel durumu nedeniyle tatil imkanı olmayan bireylere tatil imkanı yaratmak istiyoruz. Bunun yanı sıra rehabilitasyon ve eğitim süreçlerini de burada yapmayı planlıyoruz. Öncelikle dar gelirli ailelerden başlamak üzere yılda 10 binden fazla engelli birey ve 2 bin 600 ailenin ücretsiz yararlanmasını sağlayacağız. Burada özel eğitimin yanı sıra spor, müzik, kendine yeterlilik gibi konularda aktiviteler planlıyoruz.”
***
İhalenin sonucunu bilemem.
Anadolu Otizm Vakfı’nın projesi bir öneri.
Kulağa da hoş geliyor.
Neden olmasın?
Bu istatistikler yüzümü kızartıyor
HAZİRAN ayında 39 kadın katledilmiş.
14’ünün faili tespit edilememiş.
11’i evli olduğu erkek tarafından, 5’i akrabası, 3’ü imam nikahlı olduğu erkek, 2’si boşandığı erkek, 2’si erkek arkadaşı, 1’i oğlu, 1’i babası tarafından öldürülmüş.
Rakamlar değişmiyor.
Geçen yıl da haziran ayında 35 kadın öldürülmüştü.
Ben bu haberleri okurken yüzüm kızarıyor.
Haberleri gazeteye verirken karamsarlaşıyorum.
Sizler de benim gibi düşünmüyor musunuz?
***