DÜNYA gastronomisinin başkenti Lyon son günlerde hüzünlü...
Çünkü büyük usta, yüzyılın aşçısı Paul Bocuse 91 yaşında vefat
etti.
Birkaç gündür Fransız medyasını takip ediyorum.
“Lyon’u Lyon yapan isimlerden biriydi” diye yazıyorlar.
Lyon’a gidenler bilir.
Kentin ekonomisinde gastronominin önemli bir yeri vardır.
Aynı zamanda iyi üniversiteleri olan bir yer Lyon, hizmet
sektöründe öne çıkıyor, yüksek teknoloji şirketlerinin de ağırlıkta
olduğunu biliyoruz.
Bu özellikler aslında İzmir’e de uyuyor.
İzmir’i tarif ederken ya da kentin önüne hedefler koyarken; bu
ayrıntıları da ekliyoruz.
Yakın bir tarihte İzmir DELİCE üyesi oldu.
Yani dünya gurme şehirler ağına katıldı.
Bu organizasyonun başkenti tabii ki Lyon...
Her fırsatta yazıyorum.
Gastronomi giderek turizmde önem kazanıyor.
O yüzden Paul Bocuse gibi şeflerin başarı hikayeleri çok önem
kazanıyor.
Bazen bir şef ya da birkaç kişi; bir kentin kaderini
değiştiriyor.
Tıpkı Paul Bocuse gibi...
Paul Bocuse neden
şeflerin şefiydi
ÇÜNKÜ...
1960’ların sonlarında ve 70’lerin başında klasik Fransız
yemeklerinin modernize edilmiş bir versiyonunu geliştirdi. Amacı
Fransız klasik mutfağının ağır yağlı yemeklerini hafifletmekti.
Yaptığı yemeklerle “nouvelle cuisine” yani yenilikçi mutfak akımını
başlatan aileden restorancı Bocuse, “Klasik ya da modern bir tek
mutfak vardır, o da iyi mutfaktır” diyordu.
Bocuse, Lyon yakınlarındaki üç yıldızlı restoranı Auberge du Pont
de Collonges’de daha hafif soslar, olağan dışı lezzet
kombinasyonları ve klasik teknikle inovasyonu birleştirdi.
1987 yılında dünya çapında dü...