BAZI gerçekleri göz ardı ediyoruz.
Görmemezlikten geliyoruz.
Duymamaya çalışıyoruz.
Ama gerçek değişmiyor işte...
Size bir rakam vereyim.
Bugün dünyada her 68 çocuktan birisi otizmli doğuyor.
Ve otizmin görülme sıklığı büyük bir hızla artıyor.
1985 yılında her 2 bin 500 çocuktan birine konan otizm tanısı, 2001
yılında 250, 2013 yılında ise 88 çocuktan birine denk gelmeye
başladı.
Bugün ise 68...
Otizmin erkek çocuklardaki yaygınlığı, kızlardan 4 kat fazla...
***
Yıllar içinde birçok sivil toplum örgütünün, vakfın üyesi
oldum.
Bazılarına sağ olsunlar davet ettiler üye oldum, bazılarına ise
koşa koşa gidip üyelik kaydımı yaptırdım.
Bir gazeteci olarak çok fazla yere gidiyor, olaylara tanıklık
ediyorum.
Son dönemde bu üyeliklerden bazılarını dondurdum ve bütün gücümle
eğitime destek vermeye başladım.
Türkiye’nin temel meselesi çünkü eğitim...
Ve de otizm gibi toplumu çok yakından ilgilendiren, dediğim gibi
çok da ihmal edilen konular...
Anadolu Otizm Vakfı da o vakıflardan biri...
Vakfın başında Nüvit Uyar var.
***
Ayşe Yeşim ve Nüvit Uyar’ın 2005 yılında oğulları Ege doğuyor.
Ege’ye iki yaşındayken otizm tanısı konuluyor.
Ve Uyar Ailesi için bambaşka bir hayat başlıyor.
2010 yılında vakıf kurmaya karar veriyorlar.
20 kadar otizmli aile kurucu oluyor.
Benim hoşuma giden vakfın geniş tabanlı bir kitleye sahip
olması...
Örneğin, Başbakan Binali Yıldırım mütevelli heyetinde, örneğin CHP
Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da öyle...
İzmir’in bilinen, tanınan birçok iş insanı, fikir önderi de
burada...
Şimdilerde 300’ü geçen mütevelli üyesiyle Türkiye’nin en güçlü
otizm vakfı...
Üstelik devlet tarafından da fark edilmiş bir organizasyon
artık...
Anadolu Otizm Vakfı’nın başlattığı çalışmalarla oluşturulan
manifesto Türkiye Otizm Eylem Planı olarak kabul edildi ve resmi
gazetede yayınlandı. Bunu takiben Türkiye Otizm Meclisi (TOM)
olarak Anadolu Otizm Vakfı ve Otizm Dernekleri Federasyonu (ODFED)
ev sahipliğinde İzmir’de altı çalıştay yapıldı ve bir yol haritası
belirlendi.
Türkiye Otizm Meclisi böylece oluşturulmuş oldu.
***
Nüvit Uyar’ın bir hayali var.
Bir engelsiz vadi kurmak...
Diyor ki...
“Güzelbahçe ve Urla – Çeşme - Karaburun yarımadasının ve özellikle
Seferihisar’da oluşturulacak uygun bir bölgede adını Engelsiz Vadi
olarak belirlediğimiz engellilik ve geriatri sorunlarına çözüm ve
örnek yaşam modelleri öneren bir proje yapılabilmesi en önemli
hedeflerimiz arasında...”
Aslında bunun için bazı adımlar da atıldı.
***
İzmir’de kayıtlara girmiş 7 binden fazla otizmli var.
Bence sayı çok daha fazla...
Ama bu gençlerimizin sadece küçük bir kısmı eğitim alabiliyor.
Hedef kaynaştırma eğitimden herkesin faydalanması olmalı.
Çünkü, sadece gençler değil, aileler de büyük sorunlar yaşıyor.
Sivil toplum örgütlerine düşen, bu toplumsal meselelere daha fazla
vakit ve kaynak aktarmalarıdır.
Her otizmli bir dahi değil
SON dönemde bazı filmlerle otizme dikkat çekilmek isteniyor.
Hepsi başarılı prodüksiyonlar ve toplumsal farkındalığı güçlendiren
filmler...
Ancak otizmli çocukların tamamının dahi sınıfına giren olduğuna
dair bir algı da oluşuyor.
Evet, bu çocukların bir konuya odaklanmada olağanüstü yetenekleri
olduğu doğru...
Ama bu otizmlilerin sadece yüzde 5 ya da 10’unu geçmiyor.
Bu gençlerin yeteneklerinin ortaya çıkması için de sıkı bir eğitim
almaları gerekiyor.
Kabul edin ki, bu olanakları bulan yüzde kaçıdır.
Bu yapılamadığı takdirde gelişen sorunlarla zaman içinde aileler
dağılabiliyor ve çoğunlukla da çocuğun tüm yükü annenin üzerine
kalıyor.
Eğitilmeyen her otizmlinin topluma maliyeti hesaplanamayacak
boyutta... Amerika’daki araştırmalar, eğitilmeyen her otizmlinin
topluma 2.5 milyon dolar ek maliyet getirdiğini gösteriyor. Otizmli
bireylerin önemli bölümü yoğun bir eğitim dönemi sonunda
kaynaştırma eğitimi alabilecekleri seviyeye gelebiliyor.
Başlangıçta gölge eğitmenleriyle sonra kendi başlarına normal
okullara devam edebiliyor.
Yani yapılacak çok iş var.
Bir dostu daha sonsuzluğa uğurladık
GAZETECİLİĞE başladığımda unutamadığım isimler var.
Benim listem uzundur.
Atıl Akkan, o isimlerden biriydi.
Gazetecilik okumuştu, bir dönem gazetecilik yapmıştı ve
gazetecileri iyi anlardı.
Sıkıştığımızda, haber kaynağına ulaşmak istediğimizde, kulis
bilgilerine ihtiyacımız olduğunda Atıl Akkan’ı arardık.
O da bizi hiçbir zaman yanıltmazdı.
Yıllar böyle geçti gitti.
Sanayi Odası başkanlığı, TOBB yönetim kurulu üyeliği gibi önemli
görevler üstlendi.
Çok renkli biriydi, hızlı karar veren ve çözüm odaklı...
Sohbeti hoştu, saatlerce konuşur, dertleşirdik.
Bir tanıdığı, bir dostu daha sonsuzluğa uğurladık.
Atıl Akkan, nurlar içinde yatsın.
Kaunas’ta bir İzmirli sanatçı