GAZETECİLİK bana çok güzel dostluklar kazandırdı. Bazılarıyla beraber büyüdük, bazıları bana mentörlük yaptılar. Yine bazıları var ki; benim için rol model oldular.
Yıllar geçince, bizim de nüfus eskimeye başlayınca o dostlardan
sonsuzluğa gidenler olmaya başladı. Arada yazıyorum. Ayrılıp
gidenleri telefonumdaki rehberden bir türlü silemiyorum. Bir daha
hiç konuşamayacağımı biliyorum. Ama hep orada kalsınlar,
unutmayayım istiyorum. Arada telefonumu karıştırırken anılar aklıma
geliyor. Yaşadıklarımız, konuştuklarımız, hissettiklerimiz...
Bir süre kendimle kalıp o günleri hatırlıyorum.
Zor olsa da, hepsini özlesem de; hatırlamak bana iyi
geliyor.
O isimlerden ikisini daha kaybettim.
Bekir Coşkun ve Nevzat Güzelırmak...
Biri kelimelerin ustasıydı, biri futbolun...
İkisi de nurlar içinde uyusun...
Yaptığı işleri en iyi yapanlardandı.
Nevzat abiyle hayatı konuşmak, İzmir’i yaşamak bana hep iyi
gelmişti.
Bekir Coşkun’la Hürriyet’e ilk geldiğimde tanışmıştım.