ŞARKICI Sıla şiddet iddiasıyla oyuncu sevgilisi Ahmet Kural’dan şikayetçi olunca sosyal medya yıkıldı.
İki ünlü olunca işin rengi de, olayın etkisi de değişiyor.
Sıla’nın iddialarını okumuşsunuzdur.
Kural da bunları reddediyor.
Kararı elbette mahkemeler verecek...
Ama Sıla’nın paylaşımlarından ve sözlerinden anlıyoruz ki; geri
dönüş yok, gemiler yakılmış, bir hukuk savaşı başlıyor.
Sıla ve Ahmet söz konusu olunca medya bu konuyu işleyecektir tabii
ki...
Ama isterseniz biraz dertleşelim.
Şiddetin arttığını hepimiz kabul ediyoruz.
Her gün birçok şiddet ya da cinayet haberini sizlerle
paylaşıyoruz.
Bize ne oldu?
Medya yazdıkça mı şiddet arttı, yoksa medya yazdığı için mi daha
çok farkına varmaya başladık?
Bu soruyu kendi kendime çok sordum.
Medyanın elbette hataları olabilir, bazen abartıyor da
olabilir.
Peki yazmasaydık daha mı iyi olurdu, insanların haberi olmasaydı,
bu şiddeti toplum kendi içinde azaltabilir ya da tedavi edebilir
miydi?
Pek sanmıyorum...
Geçen yıl cinayetle sonuçlanan 500’ün üzerinde olay var.
Kadınlarımız, kızlarımız öldürülüyor.
Çocuklarımız yetim kalıyor, aileler dağılıyor.
Şiddet olaylarını hiç söylemeyeyim.
Binlerce, on binlerce...
Hepimizin oturup bir düşünmesi gerekir.
Elbette siyasilere büyük görev düşüyor.
Yasalar şiddete sıfır toleransla yaklaşmalı...
En ufak olayı bile göz ardı etmeden, en ağır şekilde
cezalandırılmalı.
Yoksa bunun önüne geçmek mümkün olmayacak.
Şimdi günlerce Sıla’yla Ahmet’i konuşacağız.
Ama sesini duyuramayanlar, çaresizlikten konuşamayanlar, baskıdan
kaçamayanlar ne yapacak?
Soruyorum, ne yapacak.
Sıla bu tepkilerin öncülüğünü yapabilir
AMA popüler isimlerin de şöyle bir katkısı var.
Bazen hiç konuşama...