SELÇUK Yaşar geçenlerde 94 yaşına girdi. Allah uzun ömür versin.
Ailesi yanındaydı; kızları Feyhan Yaşar ve İdil Yiğitbaşı, oğlu Selim Yaşar, yanlarında torunları...
O gün her zaman olduğu gibi hepimizin aklına kazılan o tavsiyeyi yineledi.
“Bilim, birlik, başarı...”
Bir amca, bir baba dostu olarak kendisinden çok şey öğrendim.
Bir gazeteci olarak da hep ilklerin, yeniliklerin peşinden koşan bu girişimcinin sayısız haberini yaptım.
İlk boya, ilk reçine, ilk süt, ilk et, ilk yem, ilk su, ilk balık, ilk gübre fabrikalarını Selçuk Yaşar yapmıştı.
Türkiye’nin ilk büyük turizm tesisini de o hayata geçirdi.
Bin 100 yataklı Altın Yunus’u yaptığında yıl 1974’tü.
Bu ilkleri bir kez daha düşünün; herkes anlayacak ki Selçuk Yaşar sadece fabrikalar kurmamıştı, aynı zamanda sektörler yaratmıştı.
TÜSİAD’ı da, ESİAD’ı da kuran isim yine Selçuk Yaşar’dır.
Ve gönlünü verdiği Karşıyaka...
Var mıdır Türkiye’de bir başka örnek Karşıyaka gibi...
50 yıldan bu yana yeşil kırmızıların hamiliğini yapmıştır.
Bazen kulüp başkanı, bazen yönetici, bazen sponsoru olarak...
Başka ilkler de var.
Resim yarışmaları örneğin, sanat galerileri örneğin...
Bugün belki yüzlercesi var ama 60’larda bir sanat galerisi yapmak, resim yarışmalarıyla on binlerce gencin hayallerini renklendirmek hiç de kolay değildi.
***
Perşembe akşamı İstanbul Çırağan’da Selçuk Yaşar’a yakışan bir gece yapıldı. Ben de oradaydım. Sahnedeki konuşmaları dinlerken çok eskilere gittim.
Amca, baba, anne dostu Selçuk Yaşar ile yaptığımız sohbetleri, bana anlattıklarını, tavsiyelerini, beni cesaretlendiren sözlerini hatırladım.
Bülent Eczacıbaşı gecede güzel bir konuşma yaptı.
Türkiye’nin yeni bir hikaye yazması gerektiğini özetle söyledi...