Türkiye’nin en önemli projelerinden biri oldu.
Başbakan Binali Yıldırım hafta sonu bir dizi açılışlar için İzmir’e
gelecek.
İZBAN’ın Selçuk’a kadar uzatılması da bu törenler arasında...
Yatırım maliyeti 200 milyonu geçecek bu yeni hatla İzmirliler
Aliağa’dan Selçuk’a kadar gidebilecek.
Bu hattın kuzeyde Bergama’ya kadar uzatılması da planlanıyor.
Sonuçta Bergama’dan binecek, Selçuk’ta ineceksiniz.
Selçuk ile birlikte hat uzunluğu 138 kilometreye çıkacak.
Neden önemli diyorum?
Çünkü merkezi hükümetle yerel yönetimin birlikte hareket ettiği
ender projelerden biri İZBAN...
Türkiye’de benzer örnek var mı, bilemiyorum.
Ama Ankara’nın ve İzmir’in uzlaşarak hayata geçirdiği bu yatırımın
Türkiye’ye örnek olduğu bir gerçek.
İstendiğinde güzel şeyler oluyor.
Daha doğrusu olaylara siyaset üstü bakıldığında projeler daha hızlı
gerçekleştiriliyor.
İZBAN’ı ben çok başarılı buluyor ve örnek gösteriyorum.
Beş yıl sonrasının
trafiğini görebiliyorum
İZMİR trafiği giderek yoğunlaşıyor.
Kentin nüfusu 4 milyonu geçti ve İzmir’e olan ilgi nüfusun daha da
artacağını gösteriyor.
O yüzden vakit kaybetmeden ulaşım projelerini hayata geçirmek
gerekiyor.
Şimdi tramvay eleştiriliyor, “Gerekli mi, değil mi?” diye
tartışılıyor.
Bu altyapı yatırımları İzmir gibi kentler için gerekli ve geç
kalınmış yatırımlardır.
Keşke yıllar önce bu projeler tamamlanmış olsaydı.
Ben Körfez Geçişi Projesi’ni de destekliyorum.
Çünkü beş yıl sonraki İzmir trafiğini şimdiden görebiliyorum.
Kalıcı ve radikal çözümler gerekiyor.
Körfez geçişi de onlardan biri...
İkinci bir çevre yolu yine alternatif çözümlerden biri...
Metro hattının uzatılması, hatta Urla’ya kadar uzatılması da
onlardan biri...
O yüzden Başbakan Yıldırım’dan beklentimiz, metronun uzatılması
konusunda Ulaştırma Bakanlığı’nın gerekli desteği vermesi...
Yıldırım, körfez geçişiyle ilgili İzmir kamuoyunun hazır olması
gibi şartı öne sürmüştü.
Eleştirenler ve karşı çıkanlar elbette var ancak ben İzmir
kamuoyunun bu projeye sıcak baktığını düşünüyorum.
Dünya yıldızları bitmedi
DÜNYA yıldızlarının Türkiye’ye gelişi bitmedi.
Bir uçak iniyor, diğeri bir başka yıldızı almak için alandan
uçuyor.
Elbette futboldan bahsediyorum.
Milyon dolarlar havada uçuşuyor.
Bu borçlarla takımlarımız nasıl yönetilecek merak ediyorum.
Ama sonuç pek değişmiyor.
Örneğin Fenerbahçe ikinci sınıf bir takıma eleniyor.
Varnalı futbolcular turu geçtiklerine kendileri bile inanamadı.
Normal, bütün takımın değeri bir dünya yıldızı Fenerlinin bonservis
bedelinin yarısına eşit...
Anlayacağınız; ilk 11’lerde yerli futbolcu bulmanın zor, gol
atanlarda Türk futbolcunun ender olduğu bir Süper Ligimiz var.
Ben eskisi kadar keyif almadığımı, futbolu sevmeme rağmen günlük
takibi bıraktığımı söylemeliyim.