Ne istiyorlar?
Diyorlar ki...
“Artık Barselona’ya turist gelmesin...”
Ama bu çağrılar yapıldıkça turistler sanki inadına Barselona’ya
gidiyor.
Çünkü 2012’den bu yana turist sayısı düzenli artıyor.
Artışın ortalaması yüzde 10.3’a denk geliyor.
İspanya’ya 2016’da gelen turist sayısı 80 milyonu geçmiş
durumda…
Barselona da dünyanın en fazla turist çeken üçüncü kenti konumuna
yükseldi.
30 milyon kişi Barselona’ya gitmiş.
Düşünebiliyor musunuz; Türkiye gelen turist sayısına eşit...
Son terör saldırısının nasıl bir etki yapacağını bilemiyorum.
Merak ettiğim için Barselona’da yaşayan bir arkadaşımı arayıp
sordum, “Hayat normale döndü mü, yoksa La Rambla sokakları boş mu?”
dedim.
Anlıyorum ki; bir tedirginlik var, La Rambla’da güvenlik önlemleri
çok fazla olduğu için turistler hemen yakınındaki Garcia
Caddesi’nde yürüyorlarmış.
Ama dedi ki...
“Bu Barselona’ya gelişi etkilemez. Çünkü insanların bu kentle
ilgili anıları var. Ve Barselona’nın sanattan spora, eğitimden iş
hayatına kadar kenti besleyen onlarca argümanı var. Barselona
halkının yüzde 20’sinden fazlası turizmle geçiniyor. Ama özelikle
hizmet sektöründe, dijital dünyada ve üniversite konusunda
İspanyollar yeni planlar yapıyor. Barselona’ya bir şey olmaz,
turist çekmeye devam eder...”
***
Barselona’yı iki nedenden dolayı yazıyorum.
Birincisi artık ülkeler kadar şehirlerin yarışı var. Hatta bu yarış
ülkelerin önüne geçmiş durumda...
İkincisi İzmir’i her zaman Barselona’ya benzetmişimdir. Hem coğrafi
özellikleri, hem de kentin vizyonu açısından...
1992’ye kadar kimsenin bilmediği Barselona’yı dünyaya tanıtan
Olimpiyat Oyunları oldu.
O yüzden diyorum ki...
İzmir kendini anlatmalı, tanıtmalı, yurtdışındaki fuarlarda daha
etkin yer almalı.
Ve kenti buna göre dizayn etmeli.
Sporu, sanatı öne çıkarmalı...
Kentsel dönüşümünü doğru yapmalı; dikey değil daha çok yatay ve
Türkiye’nin o çarpık kentleşmesinin aksine planlı ve örnek bir
modelle büyümeli.
İzmir bir Barselona olur.
İstifa da normaldir
Uzun yıllar sonra ilk defa bürokrasinin bir üst yöneticisi
istifa etti.
ÖSYM Başkanı Ömer Demir görevinden ayrıldığını açıkladı.
Kamuoyu nedenlerini zaten tartışıyor.
Bense şu istifa müessesine dikkat çekmek istiyorum.
Özel sektörde insanlar başarısız olur, kurumuyla bir uyumsuzluk
yaşar ya da ortada bir yanlış, hata varsa istifa eder de, bu kamuda
biraz zordur.
Ya derin bir sessizlik hakim olur ya da görevden alınıp
alınmayacağını bekler.
Oysa bir yere atanmak kadar istifa etmek de normaldir.
İş hayatında hepsi vardır.
Özel ya da kamu fark etmemesi yazım.
Ama bizde nedense fark ediyor.
Biberona meşale muamelesi