PAZAR günü İzmir – İstanbul arasındaki uçak sefer sayılarının Avrupa’da rekorunu yenilediğini yazdım.
Okumayanlar için bir hatırlatma yapayım.
Eurocontrol’un sıralamasında İzmir ile İstanbul uçuşları uzun
süredir zirvede. İstanbul Atatürk Havalimanı - İzmir Adnan Menderes
arasında günlük ortalama 56, Sabiha Gökçen - Adnan Menderes
arasında 47 uçuş yapılıyor. Bu toplamda 103 uçuş ediyor.
Sabiha Gökçen - Ankara Esenboğa 48 trafikle 4., Atatürk - Ankara
Esenboğa 43 trafikle 10. sırada. Yüzde 13.7’lük artışla Barcelona
El Prat - Palma de Mallorca çifti en hızlı büyüyen alanlar
oldu.
İzmir – İstahbul arası sefer sayıları önce 50’lerdeydi, 60’lara
çıktı, şimdi de 100’ü geçmiş durumda...
Tabii iki havalimanı olduğunu da unutmamak gerekir.
Yani hem Sabiha Gökçen, hem de Atatürk Havalimanı arasındaki
seferlerden bahsediyorum.
Yazımdan sonra Kemal Çolakoğlu arayıp bir katkıda bulundu.
Konu İzmir olduğunda Çolakoğlu hep dikkatlidir.
Dedi ki...
“Adnan Menderes Havalimanı’na ikinci pist yapılarak burası yurt
dışına hızla açılmalı. Türkiye’nin ve THY’ların ikinci uçuş merkezi
olmalı. Ayrıca şu anda iç hatlardan gelip, dış hatlardan çıkmak
zorunda kalan yurt dışı yolcuların o yorgunluktan sonra en az 20
dakika daha yürüyerek çıkışa gelmesi inanılmaz ve kabul
edilemez.”
***
İstanbul’un trafiğini çok iyi anlıyorum.
Türkiye havacılıkta müthiş bir performans gösterdi. Dolayısıyla
İstanbul da, dünyanın en önemli merkezlerinden biri haline
geldi.
Hele yeni havalimanıyla performans daha da artacak.
Ama Türkiye’nin ikinci, üçüncü aktarma merkezlerine de ihtiyacı
var.
Direkt uçuşların artması halinde İzmir turizmde çok daha farklı bir
konuma gelebilir.
Bunun için ikinci pistin tamamlanması gerekiyor.
Yatırımın planlamalar içinde olduğunu biliyorum.
Ancak tercihlerin ve önceliklerin yeniden gözden geçerilmesi
gerektiğini düşünüyorum.
Bunu sadece turizm hareketi olarak da düşünmemek lazım.
İzmir, yabancı yatırımcıların ilgisini çekebilecek yerlerin başında
geliyor.
Direkt seferler ekonomiyi de geliştirecektir.
İzmir’e ikinci pisti istiyoruz.
Körfez geçişini de istiyoruz
BUGÜN Başbakan Binali Yıldırım İzmir adaylarının tanıtımı için
geliyor.
İzmir’le ilgili yeni projeler açıklar mı, başka bir ziyarete mi
bırakır bilemiyorum.
Ama daha önce yaptığı konuşmalardan birinde İzmir’in en önemli
probleminin artan trafik yoğunluğu olduğunu söylemişti.
Başbakan İzmir’i iyi biliyor ve sorunlarının da farkında...
O yüzden ikinci çevre yolunu ve körfez geçiş projesini bir an önce
hayata geçirmeliyiz.
Çünkü bütün öngörüler İzmir’in önümüzdeki 30 yıl içinde 7 milyonluk
bir nüfusa sahip olacağını gösteriyor.
Açık söylemek gerekirse; nüfus artışı devam edecekse bu yollarla bu
ihtiyacı karşılamak mümkün gözükmüyor.
O yüzden körfez geçişi hem yapısal bir değişimi ifade ediyor, hem
de artan ihtiyaca en uygun çözüm gibi gözüküyor.
Bakalım Başbakan Binali Yıldırım bu ziyaretinde mi, yoksa bir
sonrakinde mi bu konuda açıklama yapacak.
Kur artışı Altınordu’ya
dikkatleri artırdı
KURDAKİ dalgalanmayı herkes büyük bir dikkatle izliyor.
Geçen gün spor ekonomisini iyi bilen bir arkadaşımla
konuşuyorduk.
Dedi ki...
“Bütün kulüplerimiz Altınordu modelini daha dikkatli takip
etmeliler...”
Nedenini biliyorsunuz.
Altınordu’nun hiç yabancı futbolcusu yok...
Büyük kulüplerin tamamında neredeyse yerli futbolcu yok.
İlk 11’lerinde en fazla üç Türk futbolcuyla sahaya çıkıyorlar.
Ve bütün sözleşmeler de döviz cinsinden yapılıyor.
Kaliteli yabancıya hiçbir zaman itirazım yok.
Ama bu strateji kendi gençlerimizin de yetişmelerine engel
oluyor.
Türkiye sporda altyapıya daha fazla önem vermeli.
İhtiyaç duyduğu pozisyonlara yabancı futbolcular almalı.
Ama orada da şartım; takıma katkı sağlayabilecek, örnek olabilecek
nitelikte olması.
Yoksa...
Mali göstergeler giderek kırmızıdan kurtulamaz.
UEFA kriterleri eskisi gibi esnek değil ve kulüplerimiz büyük bir
mali borcun içindeler.
Herkes Altınordu gibi yapamayabilir ama deneyebilir.