KARAMSAR da çok, iyimser de...
Ben iyimserlerden yanayım.
Zaten iflah olmaz bir iyimser olduğumu herkes bilir.
Önemli olan bakış açısıdır.
Şöyle bakıyorum.
İnsanın çevresi, etrafı, yaşadığı ortam elbette çok önemli...
Ama daha önemlisi kendimizdir; bizim yaptıklarımızdır.
Biz doğruların peşinde koşuyorsak, iyi ve örnek şeyler yapıyorsak,
gerçeklerden kopmuyor, değerlerimizi, ilkelerimizi
yüceltiyorsak...
Ve elbette ne istediğimizi, ne beklediğimizi ve bunlar için neler
yaptığımızı biliyorsak...
Tabii buna uygun bir dünya görüşümüz, vizyonumuz, bir yol haritamız
ve stratejilerimiz varsa...
Etraftan gelen kötülükler de, yanlışlar da, ataklar da bir yere
kadar etki edecektir.
Ben olaylara böyle bakıyorum ve böyle yaşıyorum.
Bunu bireysellikten çıkarıp bir ülke gibi de bakabilirsiniz.
Türkiye’nin iyi yaptıkları olduğu gibi eksik yaptıkları da var.
Doğruları kadar yanlışları da olduğu gibi...
Türkiye dersini iyi çalışmalı, başkaları söylemeden
yapabilmeli.
Demokrasisini daha da güçlendirmeli, sivil toplumunu yüceltmeli,
adaletini tartışmasız hale getirmeli.
Üreten ekonomisini teknoloji ihraç eden hale dönüştürmeli.
Genç insan gücünü geleceğin mesleklerine yönlendirmeli.
Bütün bunları Türkiye yapıyor, daha iyisini de yapabilir.
Karamsarlık bulaşıcıdır, iyimserlik de...
Ben iyimserlerden yanayım.
Milyon dolarlar hala havada uçuşuyor
ŞU futbol dünyasını anlamakta zorlanıyorum.
Dövizdeki hareketlilik ortadayken, kulüplerin borçları artık kapıya
kilit vurulacak hale gelmişken hala milyonlarca dolarlık transfer
haberleri dönüp doluyor.
Bence herkesin oturup bir düşünmesi lazım...
Kulüp başkanları ve yöneticileri medyanın önüne çıkıp şunu
diyebilirler.
“Gerçekler ortada, mali tabloları inceleyebilirsiniz. Birkaç sene
bu tabloları iyileştirmek için çaba göstereceğiz. Sportif başarılar
beklemeyin ama desteğinizi sürdürün...”
Bana böyle bir açıklamayla gelinse; ben hemen gidip kombine
biletimi ve tribündeki yerimi alırım.
Siz de yapmaz mısınız?
Bir başka sektörde yoktur
ARADA bizim spordaki arkadaşlara takılıyorum.
“Beni bir yıllığına sportif direktör yapın” diye...
Tabii şaka...
Şundan söylüyorum.
İstifa eden ya da sözleşmesi feshedilen bir teknik direktör daha
akşamında bir başka kulüple anlaşıyor.
Ne durgunluk, ne dalgalanma hiçbir şey fark ettirmiyor.
Herhalde bir başka sektörde olmayan bir durum bu...
Bence spor dünyamızın da yeni isimler yetiştirmesi, rekabeti her
alana yayması gerekiyor.
İzmir’in de butik otelleri olmalı