Onur Güven’i neredeyse çocukluğundan beri tanıyorum.
Sonra yolumuz gazetecilikte kesişti.
İyi bir muhabirdi, iyi fotoğraf çeker, ses getiren haberler
yapardı.
Ben de yakından tanıdığım için hep gurur duyardım.
Ama o benim gibi meslekte inatçı olmadı, meslekten de kopmadı.
Kendine bir ajans kurdu, kendi kendine patron olmayı tercih
etti.
Kardeşi İlayda’yı da Onur sayesinde tanıdım.
Ama sonra fark ettim ki, benim yakın çevrem İlayda’yı benden önce
tanımış.
Her ikisi de muhteşem insanlardır.
Onur ve İlayda’dan bahsetmemin nedeni şu...
İlayda, kısa süre önce rahatsızlandı, vücudunda bazı lekeler
oluştu.
Doktora gitti ve lösemi olduğunu öğrendi.
Tedavi edilebilir, İlayda’nın o hep gülen yüzü yine gülebilir.
Tedavisinde epey mesafe alındı, ama kalıcı bir çözüm için kök hücre
lazım.
İnsanlar kök hücre bağışçısı olmayı gözlerinde büyütüyor.
Zannediyorlar ki, kan uyarsa bir operasyon olacak.
Hiç de öyle değil...
Yapılması gereken çok basit aslında...
Kan veriyorsunuz ve bekliyorsunuz.
Uyum olursa, bir haftalık bir ilaç verilerek hücre sayısının
artırılması sağlanıyor.
Ve sonrasında bir kez daha kan veriyorsunuz.
Ama o can oluyor işte...
Bir insanın hayatını değiştiriyorsunuz.
Ben karar verdim, İlayda için kan vereceğim.
Uyarsa çok mutlu olurum.
Ama sizler de verin.
Sadece İlayda için değil, tanıdığınız, tanımadığınız herkes için
bağışçı olun.
Size Onur’un bana gönderdiği mektubu aynen yayınlıyorum.
Onur’a ulaşmanız için bir mail adresi veriyorum.
onrgvn@gmail.com
Ve bir de telefon...
0533 648 42 74
Bir cana şifa olmak ister misiniz?
BENİ tanımanız ya da tanımamanızın önemi hiç yok biliyor
musunuz? Çünkü, aşağıdaki satırlarda anlatacaklarımdan sonra
yapmanızı isteyeceğim şeyi yapıp yapmadığınızı bilmeyeceğim.
Hemen hepiniz her gün sosyal medya başta olmak üzere lösemili
yakınına kök hücre nakli için kan isteyen insanların mesajlarıyla
karşılaşıyorsunuz. İnanmak ya da inanmamak insanların vicdan,
içinde bulunduğu ruh hali, mesajın kimden geldiği gibi çeşitli
etkenlere bağlı olan bir durum... Ben de sizler gibiydim iki ay
öncesine kadar... Zaman zaman bu tür mesajlarla karşılaşan bazen
inanan bazen inanmayan birkaç kez trombosit bağışlayan, ama her
seferinde üzülüp içinden “Allah yardımcıları olsun” diye geçiren
sizler gibi biri...
***