TÜRKİYE’nin bir ihracat hamlesi yapması gerekiyor. Bunun için başta Ekonomi Bakanlığı olmak üzere ihracatçı birliklerine ve özel sektörü temsil eden kurumlara büyük görev düşüyor.
İhracat yapanlara yeni teşvikler sağlanabilir, hiç ihracat yapmamış
olanlara da destekler verilebilir.
Belki de bugüne uygun yeni kooperatif modelleri kurulabilir.
“Kooperatifler eski ekonominin araçları” diyenlere; Avrupa’dakileri
incelemelerini önerebilirim.
Benim bahsettiği o hantal, üreticiyi ya da tüketiciyi oyalayan,
kendi için bürokrasi yaratan kooperatifler değil elbette...
Yeni ekonomiye ayak uyduran, üreticiyi teşvik eden, destekleyen,
yol gösteren ve en sonunda yeni pazarlarla tanıştıran
kooperatiflerden bahsediyorum.
Fransa’da, İspanya’da ve özellikle İtalya’da çok başarılı örnekler
bulunuyor.
Özellikle de tarıma dayalı sanayide İspanyollar ve İtalyanlar
harikalar yaratıyorlar.
Aslında köyünde, kasabasında kendi halinde üretim yapan insanlar
yıllar önce bilinçlendirilerek ihracatçı haline getirildi.
Dış tanıtımlarla ürünler anlatıldı, raflara sokuldu.
Ve bugün tüketicilerin beğendiği, alışkanlık haline gelen markalar
oldu.
Türkiye olarak çok başarılı markalarımız var.
Ama dediğim gibi daha fazla üretmeli ve daha fazla ihracat
yapmalıyız.
Adeta bunu bir seferberlik haline getirmeliyiz.
O yüzden diyorum ki; yeni kooperatif modelleri üzerine biraz
çalışalım.
Parmesan örneği
klasik ama güzeldir
YÜKSEK teknoloji üreten Türk markaları büyük ihracatçı
konumunda...
Örneğin Arçelik, Beko, Vestel gibi markalarımızın Avrupa’daki satış
rakamları her geçen yıl artıyor.
Tabii bu yetmez; bu ürünlerdeki ithalat oranlarının da düşmesi
gerekiyor.
Ama bunun için zamana ihtiyacımız var.
Bir de ihracat yapmayanlar var.
Aslında İtalya’daki Parmesan üreticileri...