PARTİLERİN aday listeleri belli oldu.
Elbette her partinin kendi dengeleri var.
Kimisi parti içindeki performansa baktı, kimisi partiye olabilecek
katkıya, kimisi kamuoyu beklentilerini; kimisi de farklı farklı
dengeleri düşünerek liste oluşturmaya çalıştı.
Konuştuğum, dinlediğim, okuduğum yorumlardan anlıyorum ki;
listelerden memnun olan pek yok.
Yıllardır siyaseti yakından izleyen biri olarak bu serzenişleri
doğal kabul ediyorum.
Çünkü herkesi memnun edebilecek bir listenin bugüne kadar yapılmış
olduğunu düşünmüyorum.
Bundan sonra da yapılmayacaktır.
Her seçimin kendine göre stratejileri vardır.
Çok erken bu seçim için takvimin sıkışık olduğunu biliyoruz.
Zaten hayal kırıklıkları, eleştiriler, yorumlar asıl 24 Haziran
akşamı yapılacaktır.
O güne kadar listeleri eleştirmek yerine parti teşkilatları en iyi
sonucu almak için çaba gösterecektir.
Şunu hatırlatmak isterim.
Seçim sahada kazanılır.
O yüzden dinamik, güçlü, toplumun beklentilerini bilen siyasi
partiler her zaman olduğu gibi bu seçimde de şanslıdır.
Ben de herkes gibi 24 Haziran seçim sonuçlarını merak ediyorum.
AK Parti’nin en
büyük kozu Yıldırım
ŞUNU kabul etmek lazım.
Siyaset bir mücadele işidir.
Binali Yıldırım’ın önce milletvekili adaylığı, sonra büyükşehir ve
yeniden milletvekili adaylığı sürecini İzmir’de en yakın takip
edenlerden biriyim.
Yıldırım her fırsatta şakayla karışık hatırlatıyor da...
“Beni başkan seçmediniz ben de Başbakan oldum” diye...
Yıldırım, siyasetin DNA’sını Türkiye’de en iyi bilen isimlerden
biri...
Partinin her kademesinde çalıştığı gibi sokağı da iyi okuyor.
AK Parti’nin bu seçimde de en büyük kozu Binali Yıldırım’dır.