“Mavişehir - Gediz Deltası” projesi, Avrupa’nın “Horizon 2020
Akıllı Kentler ve Topluluklar” kategorisindeki 39 kenti arasında
birinci seçilerek Avrupa Birliği’nden 2.5 milyon Euro’luk hibenin
sahibi oldu.
Bu bölgeyi iyi biliyorum; çünkü ben de bu projenin içinde yer alan
Sasalı’da oturuyorum.
Aslında İzmirlilerin çok az bildiği, yeni keşfettiği bir yer
burası...
Kuş Cenneti, Doğal Yaşam Parkı olmasa belki de çok insanın yolu
düşmeyecek.
Oysa bu bölge İzmir’in İnciraltı gibi nefes aldığı ender
yerlerinden biri...
Ben buraya taşındığımda çok az ev vardı.
Hala da öyle...
Çiğli Havalimanı kapandıktan sonra burası askeri bölge olarak
kullanılmaya başlandı.
Geniş bir askeri alanın oluşu, uçuşların devam etmesi ve Kuş
Cenneti’nin varlığı bu bölgede düşük yoğunluklu imar uygulanmasına
neden oldu.
Bu İzmirliler için de bir şans...
Dikey değil yatay bir yapılaşma sözkonusu, hatta burada imar üçüncü
kata bile izin vermiyor.
Biz bundan mutluyuz.
Ama hazır yeri gelmişken ve İzmir böyle önemli bir hibe kredisini
almışken şunları da yazmak istedim.
Dilerim çevreci bir kredi olarak kullanılacak bu kaynak, bölgenin
sorunlarını da çözer.
Örnek mi?
Açılan bir davadan dolayı bu bölge 8 yıldır imarsız...
Az ev yapılsın kabul, hatta yapılmasın kabul ya da düşük yoğunluklu
yapılsın kabul; herkesin istediği de bu...
Ama benim eleştirim yeni yapılacak evler, sitelerle ilgili
değil.
İmarsız olunca buralara çivi bile çakamıyorsunuz.
Belediye yol bile yapamıyor, çevre düzenlemesine bile
giremiyor.
Oysa buraları İzmir’in yeni vitrinleri, kent planlaması için örnek
gösterilecek yerler...
Yine örneğin DSİ’nin sulama kanalları var.
Ama bu kanallar çoktan vasfını yitirmiş olduğu için adeta bir çöp
deposu görevi görüyor.
Duran suların yarattığı sivrisinek problemini ise anlatmak bile
istemiyorum.
Bu krediye sevindim.
Çünkü bu kredi karşılığında bir yapılacaklar listesi ve sözü
var.
En azından İnciraltı gibi bu bölge de daha işlevsel hale
gelebilir.
Bekle ama nereye kadar
Bazı şeyleri anlamakta zorlanıyorum.
Yine bu İzmir’in aldığı hibe kredisinin kapsadığı “Mavişehir -
Gediz Deltası” için yazıyorum.
Bildiğim kadarıyla 10 yıl önce bir plan değişikliğiyle ilgili bir
itiraz yapılıyor.
Bu itiraz üzerine sadece o alan değil, bütün bölge için her şey
iptal ediliyor.
Sonra ilçe belediyeyle büyükşehir, büyükşehir ile bakanlıklar
arasında yeniden ve yeniden planlar yapılıyor.
Her plana bir itiraz oluyor, sonra yeniden yapılıyor.
Doğrusunu yapmak herkesin görevi...
Ama arkadaş; koskoca bir bölgenin geleceği için 10 yıl beklenir
mi?
Altyapı yatırımı yapacaksın beklemek zorundasın.
Temizlik yapacaksın beklemek zorundasın.
Bir vitrin değişikliği yapacaksın beklemek zorundasın.
Türkiye’nin gerçek sorunu bu işte...
Bekle bekle ama nereye kadar...
Bazı şeyler siyaset üstüdür
Atatürk’ü konuşmak siyaset midir?
Değildir…
Atatürk siyaset üstüdür, partiler üstüdür.
Bu ülkenin var olma mücadelesinin en önemli kahramanı,
Cumhuriyet’in kurucusudur.
Ve siyasetin malzemesi değildir, olmamalıdır.
Peki İzmir marşını söylemek siyaset yapmak mıdır?
Marşı bir kez daha dinleyin; içinde siyaset malzemesi yapacak tek
bir kelime var mıdır?
Yoktur...
O yüzden İzmir marşı da hepimizin marşıdır.
Kimse siyaset yapmasın.
Kimse elmayla armudu karıştırmasın.
Benim kafam karışık değil örneğin...
Bu hepimiz için gurur nedeni