Bir zeytin ülkesi olan Türkiye için bu yorumlar elbette memnuniyet
verici...
Yine de Türkiye’de zeytin tüketimi hala 2 litrelerde...
Son 10 yılda tüketim iki katı çıkmasına rağmen hala gidilecek çok
yol olduğunu görüyorum.
Bütün bu farkındalığın başlamasına aslında Ayvalık Ticaret Odası
öncülük etti.
Hasat günlerini ilk başlatan yer Ayvalık’tı.
Bizler de gazeteci olarak en başından bu yana Ayvalıklılara destek
olduk.
Daha çok zeytin yazıları, öyküleri yazmaya başladık.
Zeytini ve zeytin üreticilerini tanıdıkça medyada daha fazla yer
almaya başladı bu haberler...
Bu yıl Ayvalık’taki hasat günlerinin 13’üncüsü kutlandı.
Bana göre yine güzel konuşmalar yapıldı, önemli konuklar
ağırlanarak, medyada yer buldu.
***
Geçen gün fark ettim.
Birkaç yıldır zeytin hasadıyla ilgili birçok davetiye gelmeye
başladı.
Zeytin olunca inanın hepsine gitmek ve destek olmak istiyorum.
Ama iş tempomuz buna olanak vermiyor.
***
Gelen davetiyeleri şöyle bir sıraladım.
Örneğin Ayvalık’ta iki tane zeytin hasadı var. Geleneksel olanı
Ayvalık Ticaret Odası yaparken, ikincisi ise Ayvalık Ziraat Odası
yapıyor.
Son yıllarda ismi duyulan bir başka hasat ise Torbalı...
Torbalı’dakini belediye yapıyor.
Milas ve Akhisar’da ise ticaret odaları...
Edremit, Burhaniye, Gömeç ve Havran’da da zeytin hasatları,
şenlikleri var.
***
Bu gösteriyor ki; zeytin hem ekonomik, hem sosyal hayatı
destekliyor.
Ve yine şu ortaya çıkıyor ki, her bölge kendi coğrafi
işaretlemesine dikkat çekmek için bu organizasyonları yapıyor.
Kendi içinde rekabetin yaşanması elbette çok güzel...
Yine de bir öneride bulunmak istiyorum.
Bu hasat günlerinin bazıları aynı hafta, bazıları birbirine çok
yakın, bazıları da bir diğerinin aktivitesini zayıflatır hale geldi
gibime geliyor.
Tekrarlıyorum.
Rekabet güzeldir.
En güzeli ise birlikte yapılan rekabettir.
Daha etkili olmaz mı?
ŞU yapılabilir.
Madem bu hasat günleri tüketimi artıyor, farkındalık yaratıyor,
zeytini Türkiye’nin gündemine sokuyor.
O zaman devam edelim.
Daha etkili, daha büyüklerini yapalım.
Ben olsam.
Oda başkanları olarak bir araya gelir, bir sonraki yılın takvimini
birlikte belirler, zeytin gündemini beraber belirlerdim.
Böylece her bölge kendini daha iyi ifade etmiş, daha iyi anlatmış
olur.
Mutlu kadınlar
Mutlu yarınlar
BAZI kampanyaların kurumsal destekler de görmesi gerekir.
“İzmir’i turuncuya boya” kampanyasına en başından beri Hürriyet
olarak destek oluyoruz.
Çünkü bizim devam eden bir projemiz var.
O da “aile içi şiddet” kampanyası...
Turuncu kampanyaya bireysel destek çığ gibi büyüyor.
Birçok kişi sosyal medya hesaplarından kampanyaya desteğini
açıklıyor.
Bunlar elbette çok önemli ve çok değerli...
Ama kurumsal desteklerin de olması gerekir.
Bakıyorum, son dönemdeki sosyal projelere sivil toplum örgütlerimiz
de destek oluyor.
Bizim görevimiz de onların sesini duyurmak...
İşte onlardan ikisi daha...
Karşıyaka Soroptimist Kulübü Başkanı Şafak Bahşişoğlu, “Kamuya açık
alanda yaptığımız sessiz protesto ile gördüğü şiddet nedeniyle
yaşamını kaybeden, kırılan, incinen kadınlarımız, cinsiyeti
nedeniyle eğitim hakkından yoksun, çocuk yaşta evlenmek zorunda
bırakılan kız çocuklarımızı hiç unutmadığımızı göstermek,
unutturmamak istedik. Bir gün kadınlarımız ve genç kızlarımıza
layık oldukları, birey olarak kabul gördükleri, yaşam haklarını ve
seçimlerini sonuna kadar koruyabildikleri bir dünya diliyoruz”
diyor.
Katılıyorum.
***
Dün Kordon’dan geçerken gördüm.
Ege İhracatçı Birlikleri’ne de turuncu bir bayrak asılmış.