SEÇİM takvimleri artık sıkışıyor.
Aday listeleriyle sandık arasında en fazla bir aylık süre
kalıyor.
Geçmiş dönemin kampanyalarını düşününce süre çok az geliyor.
Ama bugünün dünyasında bana göre yeterli bir süre...
Geçmişte sadece gazeteler, televizyonlar vardı; şimdi ise büyük
dijital platformlar...
Ve size müthiş olanaklar sunuyorlar.
Tabii bu olanakları görünce iş parti liderlerine ve yöneticilerine
kalıyor.
Dengeli, beklentilere uygun, partiyi bir üste taşıyacak, enerjik,
dünyayı bilen insanları listeye yerleştirilmişse kampanyalar çok
daha kuvvetli olabilir.
Bugünün iletişim teknikleriyle yol almak, düşündüklerinizi anlatmak
artık çok kolay...
Dijital dünya bu olanakları bize sunuyor.
Aday seçmene hızlı ulaşabiliyor.
İşin ilginç tarafı artık seçmen de adaya, seçilmişe direkt
ulaşabiliyor.
***
Geçenlerde ABD’de yaşanan bir olayı hatırlatmak isterim.
Başkan Trump twitter hesabından bir hesabı engelliyor.
Engellenen kişi de soluğu mahkemede alıyor. Mahkeme nasihat
niteliğinde bir karar alıyor.
New York’taki mahkemenin federal yargıcı Trump’a “Sessize almak
dururken niye engelliyorsunuz” tavsiyesinde bulunuyor ve ara bir
formül öneriyor.
Yani öyle bir dünya ki; siz ABD başkanına ulaşabiliyorsunuz, başkan
size direkt cevap verebiliyor.
Ya da bu olayda olduğu gibi vermek istemiyor.
***
Ben Türkiye’de de WhatshApp gruplarıyla sorunların iletildiğini,
çözümlerin bulunduğunu siyasetçilerle seçmenin iletişim içinde
olduğunu görüyorum.
Özellikle de gençler bu yöntemleri kullanıyor ve izliyor.
Bu seçimde de göreceksiniz; bir aylık süre size geçmişin üç, beş
ayı gibi gelecek.