Gördünüz manzarayı; bir başka ülkede olsa, seri istifalar gelirdi
ama bizde hiçbir şey değişmez.
Seyfullah Karadeniz kardeşim olimpiyat üçüncüsü olmuş; dünya
ikinciliği kürsüsüne çıkmış, Avrupa Şampiyonluğu’nu da getirerek
milli marşımızı çaldırıp, bayrağımızı dalgalandırmış.
Sayın yetkililer, bu şampiyonluklar size bir şey ifade etmiyor
mu?
Demek ki etmiyor.
Çünkü bu şampiyonumuz yeni madalyalar için çalışacağı yerde
tuvalette paspas yaptırılıyor.
Görüntüler ortaya çıkınca da; “Pardon, bir yanlış anlaşılma var”
deniyor.
Bence açılan soruşturmanın da bana göre bir anlamı yok.
Büyük ihtimal soruşturma sonrasında bu görevi veren bürokrat
arkadaş bir uyarı cezası alacak, Seyfullah da bir masa başı göreve
verilerek dosya kapatılacak. Hep konuşuyoruz; sporda kalıca
başarılar niye gelmiyor diye...
Küçücük ülkelerden büyük sporcular çıkıyor.
Biz bir türlü bu istikrarı yakalayamıyoruz.
Alın size Seyfullah Karadeniz örneği...
Seyfullah antrenman yapacağına paspas yaptırılıyor.
Profesyonel sporu bıraktıktan sonra gençlere örnek olacağına,
onları çalıştıracağına masa başına mahkum ediliyor.
Neremiz doğru derken; bunu kastediyorum.
İnsanımızı önemsemiyoruz, ona gerekli değeri vermiyoruz.
Yetenekli bireyleri desteklemiyoruz.
Ve sonuçta, günlük başarılarla avunuyoruz.
Yazık insanlarımıza...
Spor artık bir endüstri
İSPANYA’nın son dönemde spordaki başarısının arkasında spor
okulları yatıyor.
Avrupalı pek çok genç Barselona, Valencia, Madrid’deki spor
okullarında eğitim alıyor.
Biz ne yapıyoruz?
Genellikle okuldan arta kalan zamanda spor yap...