GEÇEN gün oğlum Atlas’ı piyano dersine götürdüm. Hava güzel olduğunda Karşıyaka sahiline çıkıp yürüyorum. Bu sefer yağmurlu olunca müzik okuluna yakın bir kafeye oturup kitabımı açtım çayımı yudumlamaya başladım.
Pandemi öncesi yer bulmakta zorlandığım kafede çok az masa vardı. Garson arkadaşlar da kendi aralarında sohbet ediyorlardı.
Bir ara konuştuklarına kulak misafiri oldum.
Ben borsa endeksini konuştuklarını zannettim.
İkinci çayımı söylerken; tanıdığım arkadaşlara takıldım, “Nasıl gidiyor?” diye...
Borsa değil, kripto paralarla ilgileniyorlarmış.
Birkaç dakikada nereden, neleri alıp sattıklarını, gece yarısına kadar çalıştıklarını anlattılar.
Sordum; şimdilik kayıpları yok.
Anladığım beklentilerinin üzerinde bir para da kazanmışlar.
Tabii kaç parayla yatırım yaptıklarını bilmiyorum.
Ama konuşmalardan herkesin parasını katlama hevesinde olduğunu anladım.
Hatta katlayanlar da olmuş ki, hepsi çok iştahlı anlatıyordu.
Finans piyasalarıyla yakından ilgilenmeme rağmen kripto paralar konusunda kafamın hala karışık olduğunu söylemeliyim.
Klasik...