RUSYA’yla yaşadığımız uçak krizi turizmi kötü etkilemişti, iki yıl sektörde bir duraklama yaşandı.
O günlerde “Tanıtımı kesmeyelim, asıl zamanı şimdi” diye yazmıştım,
yazmıştık.
Görüldü ki; Türkiye’yi iyi anlatmak, iyi tanıtmak zorundayız.
Aslında iletişimde bir kuraldır.
Algıyı yönetmek ve düzenli iletişe açık olmak lazım.
Turizmin kötüye gittiği günlerde odalarımız, yerel belediyelerimiz,
bakanlığımız bir çaba gösterdi.
Bakın bunun etkisini bu yıl yaşıyoruz.
40 milyon turist sayısına ulaşmayı bekliyoruz.
Turizm bu ülkenin lokomotif sektörüdür ve daha iyi olması için çaba
sarfetmeliyiz.
Rakamlarımız iyi ama gelirde sıkıntımız var.
Antalya’ya 12 milyondan fazla turist geliyor; oysa Roma’ya gelen
turist sayısı 9 milyon...
Kime sorsanız Roma’nın çok daha önde olduğunu söyler ama Antalya
daha çok turist çekmektedir.
Ya gelir, ya bırakılan katma değer...
İşte öyle olunca Roma Antalya’ya fark atıyor.
Kişi başı geliri yükseltmemiz lazım.
Türkiye’nin bu potansiyeli var; otellerimiz yeni, tarihimiz onlar
kadar eski, gastronomide bir eksiğimiz yok.
Yeter ki; doğru iletişim kanallarını kullanabilelim.
Antalya MAS turizmde öne çıktı. Belki o dönem için bu geçerli ve
gerekliydi. Ama her şey dahil sisteminden Antalya’nın da
uzaklaşması gerekir.
Tabii Çeşme asla böyle bir modele gitmemeli.
Çeşme’nin bu şansı var.
Ama bunun için önce yatak sayısının artması lazım. Son dönemde iyi
oteller yapılıyor. Çoğu kış turizmine uygun olarak inşa
ediliyor.
Termalle, gastronomiyle, fuarcılıkla, etkinliklerle, festivallerle
Çeşme öne çıkmalıdır.
Özetle...
Turizmde iyi geçen bir sezon geçmişin sıkıntılarını
unutturmamalıdır.
Asıl tanıtım atağı şimdi başlamalıdır.
Hiç mi bizim suçumuz yok
TATİL beldelerinden benzer çok fotoğraf paylaşıldı.
Bu fotoğraf Çeşme’den...
Bodrum’da da, Marmaris’te de, Kuşadası’nda da aynı fotoğrafları
gördüm.
Güzelim plajlar rezil bir durumda, güzelim ormanlarımız perişan
halde...
Diyorlar ki...
“Belediyeler ne yapıyor?”
Doğru; belediyeler daha çok çalışmalı...
Ama ben de soruyorum.
Plajlarımızı, ormanlarımızı, tatil beldelerimizi bu hale getiren
belediyeler mi?
Biraz vicdanlı olalım.
Bazı araçlarda görmüştüm; “En iyi temizlik, kirletmemektir”
diye...
Niye kirletiyoruz, niye kullanmayı bilmiyoruz, niye bulduğumuz gibi
bırakmıyoruz.
Toplumun bu konuda bilinçlenmesi gerekir.
İnanın dünyanın en güzel doğasına sahibiz ama kıymet
bilmiyoruz.
Ve her şeyi belediyelerden, devletten bekliyoruz.
Biraz da biz bir şeyler yapalım.
Önce kirletmemeyi, korumayı öğrenelim.
THY’den bir beklentimiz var
EGE Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği Başkanı Mehmet
İşler diyor ki...
“İzmir’e direkt uçuşlar olmalı. Olanlar da artmalı... İzmir bunu
hak ediyor...”
Yıllardır yazıyorum.
Bazen kızıyorlar; “İzmir’i bu kadar anlatma, tanıtımını yapma”
diye...
İzmir çok daha fazlasını hak ediyor.
Adnan Menderes modern bir havalimanı haline geldi.
Meclis Başkanı Binali Yıldırım’ın ulaştırma bakanlığı döneminde en
fazla önemsediği projelerden biriydi.
Elbette bugünler için değil, gelecek için yapıldı.
Çünkü İzmir’e trafiğin her yönden artacağı biliniyor.
Havayolu da en önemli paylardan birini alacak.
Direkt uçuşlar sadece İzmir’in değil, bütün bölgenin gelişimine
katkıda bulunacaktır.
Pegasus, Sun Express, Lufthansa yıllardır direkt uçuyor.
Türk Hava Yolları’nın da bu uçuşlara destek vermesini
istiyoruz.
Eylülde tatil en güzelidir