Meğer birçok okurumun hassas noktasına parmak basmışım.
Semtinden, yakın çevresinden örnekler yollayan, yok olup giden
tarihten dertlenen meğer ne çok hemşehrimiz varmış.
Kimisi mahallesinde yıllardır virane şekilde duran bu yapılardan
yakınmış, kimi bu metruk yapıların uygunsuz şekilde kullanımından
ve çevre sakinlerini huzursuz eden hallerinden dert yanmış, kimisi
de çökme riski nedeni ile yarattıkları tehlikeden çekindiklerini
söylemiş.
Hepsi de haklı gerekçeler...
Türkiye’nin bu mirasına sahip çıkmak hepimizin gönül borcu
olmalı...
Ve sayıları giderek azalan bu tarihi binalar için gerçekten de bir
şeyler yapmalıyız.
***
Tabii en çok da şehrimizin canlı tarihi olan bu binaların, İzmir
yangını ve hoyrat yapılaşmanın ardından elimizde kalan nadide
değerler olmaları nedeniyle korunmaları, restore edilmeleri ve
hayata döndürülmeleri gerekiyor.